İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden Tashih:
24.07.2007 tarihinde Hürriyet Gazetesinde yayınlanan ilanımızda yer alan ... İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 1 adet Profesör kadrosu ... sehven ilan edildiğinden ilandan çıkartılmış olup düzeltme ... yapılmıştır.
Ayrıntısı için tıklayın: http://www.istanbul.edu.tr/duyurular/duyuru_icerik.php?789
30 Temmuz 2007
10 Temmuz 2007
MAHKEME KARARLARI ÇOĞALIYOR...
İ.Ü. İLETİŞİM FAKÜLTESİ’NDE HUKUKSUZLUK TAM ANLAMIYLA ORTAYA ÇIKIYOR...
Prof. Dr. Veysel BATMAZ, Doç. Dr. Hikmet KIRIK ve Arş. Gör. Serdar TAŞÇI’nın açtığı davada, İstanbul 3. İdare Mehkemesi, “açıkça hukuka aykırı olduğu ve telafisi güç ve imkânsız zararların oluştuğu” nedenleriyle, Prof. Dr. Suat GEZGİN’in, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün önerisi ve YÖK onayıyla, İletişim Fakültesi’ne 10 Ocak 2007 tarihinde VEKİL DEKAN olarak atanmasının 10 Nisan 2007 tarihinde, Yürütülmesinin Durdurulmasına karar vermişti. Bu karara, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve YÖK ayrı ayrı itiraz etti. 26 Haziran 2007 tarihinde, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi itirazı red etti ve İstanbul 3. İdare Mehkemesinin kararı kesinleşti.
Bu karar, iki-üç önemli sonuç doğurmaktadır:
(1) Bundan böyle, bu kararı emsal göstererek, tüm VEKİL DEKAN atamalarının yürütülmesinin durdurulması istenebilecektir. Asil Dekan tayini hukuken imkânlı iken, kanuna karşı hile yoluyla Vekil Dekan atamak artık tarihe karıştı. Karar, yerel mahkeme kararı olduğundan henüz içtihat oluşturmuyor ancak bu konunun Danıştaya’a temyize götürülmesi durumunda, bu konu içtihada dönüşecek ve VEKİL DEKAN olmak yolu tamamıyle tıkanacak, kapanacak. Bu karar aynı zamanda, TÜBİTAK gibi üniversiter kurumları vekaletle yönetme ısrarı içinde olan AKP iktidarına da, karine yoluyla, ikâz anlamına geliyor.
(2) İkinci ve daha önemli sonuç da şu: 10 Ocak 2007 ile 16 Haziran 2007 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Suat GEZGİN tarafından yapılan tüm idari işlem ve eylemler “keenlem yekûn”, yani “yok hükmünde”dir.
(3) Bir üçüncü sonuç var ki, daha da önemlidir. Biliyorsunuz, Prof. Dr. Suat GEZGİN, eski Rektör Kemal ALEMDAROĞLU tarafından da, 1 Aralık 2003-9 Ocak 2004 tarihleri arasında VEKİL DEKAN olarak tayin edilmişti. Bu Vekalet de, artık yok hükmündedir. Yani, Suat GEZGİN’in Asil Dekanlığı, 9 Ocak 2007’de değil, 1 Aralık 2006’da dolmuş durumdaydı. (Bu konuyu defaatle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün yüksek dikkâtlerine sunduğumuz halde, kâale alınmadık.) Bu durumda, 1 Aralık 2003 ile 9 Ocak 2004 arasında Vekil olarak ve 1 Aralık 2006 ile 9 Ocak 2007 tarihleri arasında da Prof. Dr. Suat GEZGİN’in asil Dekan olarak yaptığı işlem ve eylemleri yok hükmündedir. Bütün bunlar, ciddi konulardır ve takip edilecektir.
Kısacası, bu tarihler arasında açılan soruşturmalar, toplanan kurullar (Yönetim Kurulu) ve kararları, HİT bölüm kurulu kararlarının tamamı YOK HÜKMÜNDEDİR.
Kıssadan hisse de şudur:
İ.Ü. İLETİŞİM FAKÜLTESİ’NDE HUKUKSUZLUK TAM ANLAMIYLA ORTAYA ÇIKIYOR...
Prof. Dr. Veysel BATMAZ, Doç. Dr. Hikmet KIRIK ve Arş. Gör. Serdar TAŞÇI’nın açtığı davada, İstanbul 3. İdare Mehkemesi, “açıkça hukuka aykırı olduğu ve telafisi güç ve imkânsız zararların oluştuğu” nedenleriyle, Prof. Dr. Suat GEZGİN’in, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün önerisi ve YÖK onayıyla, İletişim Fakültesi’ne 10 Ocak 2007 tarihinde VEKİL DEKAN olarak atanmasının 10 Nisan 2007 tarihinde, Yürütülmesinin Durdurulmasına karar vermişti. Bu karara, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve YÖK ayrı ayrı itiraz etti. 26 Haziran 2007 tarihinde, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi itirazı red etti ve İstanbul 3. İdare Mehkemesinin kararı kesinleşti.
Bu karar, iki-üç önemli sonuç doğurmaktadır:
(1) Bundan böyle, bu kararı emsal göstererek, tüm VEKİL DEKAN atamalarının yürütülmesinin durdurulması istenebilecektir. Asil Dekan tayini hukuken imkânlı iken, kanuna karşı hile yoluyla Vekil Dekan atamak artık tarihe karıştı. Karar, yerel mahkeme kararı olduğundan henüz içtihat oluşturmuyor ancak bu konunun Danıştaya’a temyize götürülmesi durumunda, bu konu içtihada dönüşecek ve VEKİL DEKAN olmak yolu tamamıyle tıkanacak, kapanacak. Bu karar aynı zamanda, TÜBİTAK gibi üniversiter kurumları vekaletle yönetme ısrarı içinde olan AKP iktidarına da, karine yoluyla, ikâz anlamına geliyor.
(2) İkinci ve daha önemli sonuç da şu: 10 Ocak 2007 ile 16 Haziran 2007 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Suat GEZGİN tarafından yapılan tüm idari işlem ve eylemler “keenlem yekûn”, yani “yok hükmünde”dir.
(3) Bir üçüncü sonuç var ki, daha da önemlidir. Biliyorsunuz, Prof. Dr. Suat GEZGİN, eski Rektör Kemal ALEMDAROĞLU tarafından da, 1 Aralık 2003-9 Ocak 2004 tarihleri arasında VEKİL DEKAN olarak tayin edilmişti. Bu Vekalet de, artık yok hükmündedir. Yani, Suat GEZGİN’in Asil Dekanlığı, 9 Ocak 2007’de değil, 1 Aralık 2006’da dolmuş durumdaydı. (Bu konuyu defaatle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün yüksek dikkâtlerine sunduğumuz halde, kâale alınmadık.) Bu durumda, 1 Aralık 2003 ile 9 Ocak 2004 arasında Vekil olarak ve 1 Aralık 2006 ile 9 Ocak 2007 tarihleri arasında da Prof. Dr. Suat GEZGİN’in asil Dekan olarak yaptığı işlem ve eylemleri yok hükmündedir. Bütün bunlar, ciddi konulardır ve takip edilecektir.
Kısacası, bu tarihler arasında açılan soruşturmalar, toplanan kurullar (Yönetim Kurulu) ve kararları, HİT bölüm kurulu kararlarının tamamı YOK HÜKMÜNDEDİR.
Kıssadan hisse de şudur:
Hiç kimsenin özlük hakları ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde keyfî ve husumetle uğraşılamaz, oynanamaz.
Hiç kimse haksız ve hukuksuz olarak taciz edilemez.
Yaptığı işi ve görevi, Türkiye standartlarının çok üstünde, Dünya standartlarında yapan hiç kimse, eften püften nedenlerle meşgul ve işgal edilemez; onuru ile oynanamaz.
Oynanırsa, Mahkemeler gereken kararı verirler.
“Ben kimim, biliyor musun sen?” demek, sadece lâf salatasıdır.
06 Temmuz 2007
DEKANLAR YARGILANIYOR
Daha önceki haberimizin takibini yapıyoruz. Bu yargılama, soruşturmaların nasıl yapıldığına da karinedir:
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 7 yıl önce hayatını kaybeden 2 yaşındaki Bilal Aslan’ın ölüm olayının soruşturulmasında zaman aşımına neden olarak görevlerini ihmal ettikleri iddia edilen 2’si dekan 9 öğretim görevlisinin yargılanmasına başlandı.
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanıklar İÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel ile diğer profesörler Aydan Şirin, Emine Feryal Orhun Basık, Hasan Ünsal Erman, Mithat Zeki Dinçer ve Ömer Faruk Sönmezoğlu ile şikayetçi Mehmet Fani Aslan katıldı. Prof. Dr. Emine Feryal Orhun Basık da, olayın meydana geldiği tarihten 2 yıl 7 ay sonra soruşturma başlatıldığını, iki ayrı kurulda görev yaptığını, yoğun eğitim üyeliği ile dekanlığı sırasında son soruşturmaya ilişkin araştırmaların geciktirilmeden bitirildiğini ve zaman aşımı süresinden çok önce iki raporun tamamlanarak ibraz edildiğini kaydederek, kesinlikle suç işlemediğini savundu.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin hakkındaki suçlamaları reddederek, savunmasını içeren 5 sayfalık dilekçe ile yıllık izinleriyle ilgili çeşitli belgelerin fotokopilerini mahkemeye sundu. Sanıklar, duruşmadan vareste tutulmalarını talep ettiler.
ÖLÜM RAPORUNU HALA ALMADIM
Ölen Bilal Aslan’ın babası Mehmet Fani Aslan ise, çocuğunun Temmuz 2000’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 2 ay süren tedavi sonrası öldüğünü ve defalarca fakülteye müracaat ederek ölüm raporu ve dosyayı istemesine rağmen hiç bir cevap alamadığını kaydetti. Raporu alamaması üzerine İstanbul Tabipler Odası’na başvurduğunu söyleyen Aslan, "Yine cevap alamadım. Daha sonra İstanbul 2. İdare Mahkemesi’ne başvurarak derdimi anlattım. Bugüne gelindi, ben hala çocuğumun ölüm raporunu almış değilim. Bu işlerde kusuru ve ihmali bulunanların cezalandırılmasını istiyorum. Bana verilen tıbbi konulardaki bilgileri de kabul etmiyorum" diye konuştu. Aslan’ın avukatı Abdülhalim Yılmaz da, Aslan’ın oğlunun ölümünün üzerinden 7 yıl geçtiğini ve Danıştay’ın kararıyla açtıkları bu davada fakülte ile idare mahkemesinden alınmış bir cevabın söz konusu olmadığını kaydetti. Mahkeme, sanıkların tamamının öğretim üyeliği yapmaları ve zaman zaman idari görevlerde bulunmaları sebebiyle duruşmalardan vareste tutulmalarına karar vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne 2 Temmuz 2000 tarihinde kızamık ve bronkopnömoni ön tanısıyla yatırılan 2 yaşındaki Bilal Aslan, bir süre tedavi gördükten sonra 31 Ağustos 2000 tarihinde ölmüştü. Ölümden sonra "doktorların ihmali olduğunu" iddia eden Bilal Aslan’ın babası Mehmet Fani Aslan’ın 10 Mart 2003 tarihinde suç duyurusunda bulunduğu Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı, Yüksek Öğretim Kurumu’nun "Öğretim üyelerini üniversite bünyesinde oluşturulacak kurulun soruşturmasını" düzenleyen . maddesi uyarınca "görevsizlik" kararı vererek, dosyayı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermişti. Üniversite bünyesindeki kurul, soruşturma sırasında düzenlenen fezleke uyarınca 9 Ocak 2004’de ilgililer hakkında "yargılamaya yer olmadığına" karar vermişti. Kurul kararını resen inceleyen Danıştay 2. Dairesi, gerçek sorumlular tespit edilmeden fezleke düzenlendiği ve olayın açığa kavuşması için uzman hekimlerce bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zorunlu olduğu" gerekçesiyle kurul kararını 9 Nisan 2004’te bozmuştu. Bir süre sonra dosyanın 3. kez gönderildiği üniversite soruşturma kurulunun "yargılamalarına yer olmadığı" yönünde yeniden verdiği kararı inceleyen Danıştay 1. Ceza Dairesi, eski TCK’nın 455. maddesinde tanımlanan "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme neden olmak" suçundan 5 yıllık zaman aşımı süresinin 31 Ağustos 2005 tarihinde dolduğu gerekçesiyle "yargılamaya yer olmadığı" kararını bozdu. YARGI YOLUNUN AÇILMASI Daire, yargılama yolunu da açarak söz konusu kurulun başkanı Prof. Dr. Aydan Şirin, üyeler Ömer Faruk Sönmezoğlu, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Prof. Dr. Emine Feryal Orhun Basık, Prof. Dr. Öznur Bülend Seçkin, Prof. Dr. Dinçer Gülen, Prof. Dr. Hasan Ünsal Erman, Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer ve Prof. Dr. Tankut Centel hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti. Devam eden süreçte bu kişiler hakkında ölüm olayının soruşturulmasında "zaman aşımına neden oldukları" iddiasıyla "görevi ihmal" suçundan 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
(AA , 4 Temmuz 2007 Çarşamba)
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 7 yıl önce hayatını kaybeden 2 yaşındaki Bilal Aslan’ın ölüm olayının soruşturulmasında zaman aşımına neden olarak görevlerini ihmal ettikleri iddia edilen 2’si dekan 9 öğretim görevlisinin yargılanmasına başlandı.
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanıklar İÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel ile diğer profesörler Aydan Şirin, Emine Feryal Orhun Basık, Hasan Ünsal Erman, Mithat Zeki Dinçer ve Ömer Faruk Sönmezoğlu ile şikayetçi Mehmet Fani Aslan katıldı. Prof. Dr. Emine Feryal Orhun Basık da, olayın meydana geldiği tarihten 2 yıl 7 ay sonra soruşturma başlatıldığını, iki ayrı kurulda görev yaptığını, yoğun eğitim üyeliği ile dekanlığı sırasında son soruşturmaya ilişkin araştırmaların geciktirilmeden bitirildiğini ve zaman aşımı süresinden çok önce iki raporun tamamlanarak ibraz edildiğini kaydederek, kesinlikle suç işlemediğini savundu.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin hakkındaki suçlamaları reddederek, savunmasını içeren 5 sayfalık dilekçe ile yıllık izinleriyle ilgili çeşitli belgelerin fotokopilerini mahkemeye sundu. Sanıklar, duruşmadan vareste tutulmalarını talep ettiler.
ÖLÜM RAPORUNU HALA ALMADIM
Ölen Bilal Aslan’ın babası Mehmet Fani Aslan ise, çocuğunun Temmuz 2000’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 2 ay süren tedavi sonrası öldüğünü ve defalarca fakülteye müracaat ederek ölüm raporu ve dosyayı istemesine rağmen hiç bir cevap alamadığını kaydetti. Raporu alamaması üzerine İstanbul Tabipler Odası’na başvurduğunu söyleyen Aslan, "Yine cevap alamadım. Daha sonra İstanbul 2. İdare Mahkemesi’ne başvurarak derdimi anlattım. Bugüne gelindi, ben hala çocuğumun ölüm raporunu almış değilim. Bu işlerde kusuru ve ihmali bulunanların cezalandırılmasını istiyorum. Bana verilen tıbbi konulardaki bilgileri de kabul etmiyorum" diye konuştu. Aslan’ın avukatı Abdülhalim Yılmaz da, Aslan’ın oğlunun ölümünün üzerinden 7 yıl geçtiğini ve Danıştay’ın kararıyla açtıkları bu davada fakülte ile idare mahkemesinden alınmış bir cevabın söz konusu olmadığını kaydetti. Mahkeme, sanıkların tamamının öğretim üyeliği yapmaları ve zaman zaman idari görevlerde bulunmaları sebebiyle duruşmalardan vareste tutulmalarına karar vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne 2 Temmuz 2000 tarihinde kızamık ve bronkopnömoni ön tanısıyla yatırılan 2 yaşındaki Bilal Aslan, bir süre tedavi gördükten sonra 31 Ağustos 2000 tarihinde ölmüştü. Ölümden sonra "doktorların ihmali olduğunu" iddia eden Bilal Aslan’ın babası Mehmet Fani Aslan’ın 10 Mart 2003 tarihinde suç duyurusunda bulunduğu Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı, Yüksek Öğretim Kurumu’nun "Öğretim üyelerini üniversite bünyesinde oluşturulacak kurulun soruşturmasını" düzenleyen . maddesi uyarınca "görevsizlik" kararı vererek, dosyayı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermişti. Üniversite bünyesindeki kurul, soruşturma sırasında düzenlenen fezleke uyarınca 9 Ocak 2004’de ilgililer hakkında "yargılamaya yer olmadığına" karar vermişti. Kurul kararını resen inceleyen Danıştay 2. Dairesi, gerçek sorumlular tespit edilmeden fezleke düzenlendiği ve olayın açığa kavuşması için uzman hekimlerce bilirkişi incelemesi yaptırılmasının zorunlu olduğu" gerekçesiyle kurul kararını 9 Nisan 2004’te bozmuştu. Bir süre sonra dosyanın 3. kez gönderildiği üniversite soruşturma kurulunun "yargılamalarına yer olmadığı" yönünde yeniden verdiği kararı inceleyen Danıştay 1. Ceza Dairesi, eski TCK’nın 455. maddesinde tanımlanan "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme neden olmak" suçundan 5 yıllık zaman aşımı süresinin 31 Ağustos 2005 tarihinde dolduğu gerekçesiyle "yargılamaya yer olmadığı" kararını bozdu. YARGI YOLUNUN AÇILMASI Daire, yargılama yolunu da açarak söz konusu kurulun başkanı Prof. Dr. Aydan Şirin, üyeler Ömer Faruk Sönmezoğlu, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Prof. Dr. Emine Feryal Orhun Basık, Prof. Dr. Öznur Bülend Seçkin, Prof. Dr. Dinçer Gülen, Prof. Dr. Hasan Ünsal Erman, Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer ve Prof. Dr. Tankut Centel hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti. Devam eden süreçte bu kişiler hakkında ölüm olayının soruşturulmasında "zaman aşımına neden oldukları" iddiasıyla "görevi ihmal" suçundan 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
(AA , 4 Temmuz 2007 Çarşamba)
01 Temmuz 2007
YENİ DEKAN YARGILANIYOR... HEM DE SORUŞTURMAYI SAVSAKLAMAK ve GÖREVİ İHMALDEN...
SORUŞTURMAYI BİLEREK ZAMANAŞIMINA UĞRATTILAR...
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 6 yıl önce iki yaşındaki Bilal Aslan'ın ölüm nedenini gösteren raporun ailesine verilmemesi ve dosyanın zamanaşımına uğraması üzerine 4 dekan ve 5 öğretim üyesine dava açıldı.
İstanbul Üniversitesi'nde 4 dekan ve 6 öğretim üyesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 6 yıl önce kızamık tedavisi için kaldırılan iki yaşındaki Bilal Aslan'ın ölüm nedenini gösteren raporun ailesine verilmemesi ve dosyanın zamanaşımına uğraması nedeniyle mahkemeye çağrıldı.
Danıştay'ın, "soruşturma kurullarının hatası nedeniyle dava zaman aşımına uğradı" kararı üzerine soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kurullarda görev yapan Hukuk Fakültesi Dekanı Tankut Centel, Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı Faruk Sönmezoğlu, İletişim Fakültesi yeni Dekanı Suat Gezgin, İktisat Fakültesi eski Dekanı Mithat Zeki Dinçer, ile öğretim üyeleri Aydan Şirin, Feryal Orhan Basık, Öznur Bülend Seçkin, Dinçer Gülen ve Hasan Erman'a 3 Temmuz 2007'de İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hazır bulunmamaları halinde zorla getirtilecekleri uyarısında bulundu.
Öğretim üyeleri, "suçu zamanaşımına uğratmak suretiyle görevi ihmal"den 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar.
(Kaynak : YENİ ŞAFAK)
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 6 yıl önce iki yaşındaki Bilal Aslan'ın ölüm nedenini gösteren raporun ailesine verilmemesi ve dosyanın zamanaşımına uğraması üzerine 4 dekan ve 5 öğretim üyesine dava açıldı.
İstanbul Üniversitesi'nde 4 dekan ve 6 öğretim üyesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 6 yıl önce kızamık tedavisi için kaldırılan iki yaşındaki Bilal Aslan'ın ölüm nedenini gösteren raporun ailesine verilmemesi ve dosyanın zamanaşımına uğraması nedeniyle mahkemeye çağrıldı.
Danıştay'ın, "soruşturma kurullarının hatası nedeniyle dava zaman aşımına uğradı" kararı üzerine soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kurullarda görev yapan Hukuk Fakültesi Dekanı Tankut Centel, Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı Faruk Sönmezoğlu, İletişim Fakültesi yeni Dekanı Suat Gezgin, İktisat Fakültesi eski Dekanı Mithat Zeki Dinçer, ile öğretim üyeleri Aydan Şirin, Feryal Orhan Basık, Öznur Bülend Seçkin, Dinçer Gülen ve Hasan Erman'a 3 Temmuz 2007'de İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hazır bulunmamaları halinde zorla getirtilecekleri uyarısında bulundu.
Öğretim üyeleri, "suçu zamanaşımına uğratmak suretiyle görevi ihmal"den 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar.
(Kaynak : YENİ ŞAFAK)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)