İÜ Sınıfta Kaldı
20 Temmuz 2009
Üniversitelerde okuyan öğrenciler, eğitim kurumlarını altyapısından eğitim sistemine kadar değerlendirdi. İşte ortaya çıkan sonuçlar:
Öğrenciler okudukları üniversitelere not verdi. Türkiye genelindeki 18 vakıf ve devlet üniversitesinde okuyan 1525 öğrenci, eğitim kurumlarını altyapısından eğitim sistemine kadar değerlendirdi. Teknolojik olanakları en yeterli üniversiteler TOBB Ekonomi ve Teknoloji, Bilkent ve Sabancı. En yetersiz ise İstanbul üniversitesi.
Sosyal hayatı en renkli Boğaziçi ve ODTÜ. İTÜ en yeterli kütüphaneye sahip, Sabancı ve Boğaziçi öğretim elemanları ders dışında da öğrenciyle ilgili...
Bilkent Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulan öğrenci organizasyonu Genç Akademi, öğrencilerden okudukları üniversitelerine not vermeleri istedi. Araştırmada Anadolu, Ankara, Başkent, Bilkent, Boğaziçi, Dokuz Eylül, Ege, Uludağ, Erciyes, Gazi, Hacettepe, İstanbul, İstanbul Teknik, Koç, Orta Doğu Teknik, Sabancı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji ve Yıldız üniversiteleri değerlendirildi. Araştırmaya katılan öğrencilerin okudukları bu 13'ü devlet beşi vakıf olmak üzere 18 üniversitenin karnesi şöyle:
* Yüzde 89 ile Bilkent öğrencileri üniversitelerinin sunduğu teknoloji olanaklarını yeterli buluyor. Onu yüzde 88 ile Sabancı , yüzde 81 ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi izliyor.
* Teknoloji olanaklarını yeterli bulduğunu söyleyenler arasındaki en düşük oranı ise yüzde 15 ile İstanbul Üniversitesi öğrencileri, onu yüzde 22 ile Başkent takip ediyor.
* Öğrencilerin kütüphanesini en yeterli bulduğu üniversite yüzde 98'le İTÜ. Onu yüzde 93 ile Bilkent izliyor. Kütüphanesi en yetersiz yüzde 30 ile Başkent Üniversitesi.
* İnternete erişimde yeterli olanağa sahip diyerek öğrencilerin en fazla yüzde verdiği üniversiteler: ODTÜ, İTÜ, Bilkent, Sabancı.
* Spor, öğrenci kulübü, konferans gibi etkinliklerden oluşan sosyal hayatı en renkli olan üniversiteler yüzde 89 ile ODTÜ ve Boğaziçi. En düşük yüzde ise yüzde 21 ile Başkent Üniversitesi'ne ait.
* Sabancı yüzde 81 ile ders dışında öğretim elemanlarının öğrencilerle iletişim kurmak için özen gösterdiği üniversiteler arasında birinci sırada. Onu yüzde 72 ile Boğaziçi Üniversitesi izliyor.
* Ders dışı öğretim elemanlarının öğrencilerle iletişimin en zayıf olduğu üniversite ise yüzde 31 Yıldız Teknik, yüzde 38 ile İstanbul Üniversitesi.
* Dönem sonlarında dersler ve öğretim elemanlarını değerlendiren anket yapan üniversiteler arasında TOBB Ekonomi ve Teknoloji, Koç, Bilkent üniversiteleri birinci sırada. Onları yüzde 98 oranıyla Boğaziçi, yüzde 97 oranıyla ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı izliyor.
* Dönem sonunda dersler ve öğretim elemanlarını değerlendirme oranının en düşük olduğu üniversiteler, yüzde 15 ile İstanbul, yüzde 31'le Ege, yüzde 36 oranıyla Erciyes üniveristeleri.
* Dersler ve öğretim elemanlarını değerlendirme sonuçları öğrencilere duyuran birinci sıradaki üniversite ise yüzde 65'le Bilkent ve yüzde 61 ile Sabancı Üniversitesi. Yıldız'ın 'zamanlaması' iyi
* 'Girdiğiniz sınavların ve teslim ettiğiniz ödevlerin sonuçlarını zamanında öğrenebiliyor musunuz' sorusuna her zaman yanıtı verenlerin başında yüzde 88 ile Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri geliyor. Onu yüzde 84 ile Sabancı, Başkent, Koç, Bilkent ve Boğaziçi üniversitesi örencileri takip ediyor.
* Sonuçları zamanında öğrenebildiğini söyleyenlerin oranın en düşük olduğu üniversite ise Uludağ.
* Sınav kâğıtlarını inceleme olanağı bulanlar ise Boğaziçi, Koç ve ODTÜ'lüler.
YORUM:
niye? Gönderen: maatonifi
kimse şaşırmıyor.İntihal şampiyonlarının rektörlük yaptıkları iniversitede bilim yerine her türlü kriz faaliyetleri yürütülmüştür. Yzb. Alemdaroğlunun, ilim yerine vatan kurtarmayı(!) öğreten öğretisi unutulmayacak bir ihanettir.
Kaynak: http://www.egitimgazetesi.com/news_detail.php?id=186712
20 Temmuz 2009
17 Temmuz 2009
21 Haziran 2009
Prof. Dr. Veysel Batmaz'dan Güncel İki Yazı

İkinci yazı
14 Haziran 2009
YÜKSEK ÖĞRETİMDE VİSTİLEF NE DERSE O OLUYOR....
Vistilef Uyarıyor:
TAM GÜN YASASI SADECE BİR TIP YASASI DEĞİLDİR; TÜM ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ÖZLÜK HAKLARINA VE STATÜLERİNE KARŞI GİRİŞİLMİŞ BİR OPERASYONDUR.... ÖRNEĞİN, ARKEOLOJİ PROFESÖRÜNÜ DE, “MEMUR” VE “SAĞLIK PERSONELİ” DÜZEYİNE DÜŞÜRÜR...
Vistilef Talep Ediyor:
ÜNİVERSİTELERİ KENDİ DÜZEYLERİNE GETİRMENİN TEK YOLU: HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN’DUR...
Vistilef Öneriyor:
ÜNİVERSİTE BÖLÜMLER VE ANABİLİMDALLARI TARAFINDAN YÖNETİLMELİDİR. DÜNYADA BÜTÜN ÜNİVERSİTELER BÖYLE YÖNETİLİR. (Bu konuda, meraklısı için kaynak: Henry Rosovsky, Üniversite: Bir Dekan Anlatıyor, Çeviren: Süreyya Ersoy, TÜBİTAK Yayınları, 2. Baskı, 1994)
Vistilef Yol Gösteriyor:
MERKEZİ SİSTEM İLE ÖĞRENCİ ALMANIN YERİNE, ÖSS SINAVI, DÜZEY BELİRLEME İÇİN KRİTERLERDEN BİRİ HALİNE GETİRİLİP, BÖLÜMLERE, KENDİ ÖĞRENCİSİNİ SEÇME HAKKI TANINMALIDIR...
TAM GÜN YASASI SADECE BİR TIP YASASI DEĞİLDİR; TÜM ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ÖZLÜK HAKLARINA VE STATÜLERİNE KARŞI GİRİŞİLMİŞ BİR OPERASYONDUR.... ÖRNEĞİN, ARKEOLOJİ PROFESÖRÜNÜ DE, “MEMUR” VE “SAĞLIK PERSONELİ” DÜZEYİNE DÜŞÜRÜR...
Vistilef Talep Ediyor:
ÜNİVERSİTELERİ KENDİ DÜZEYLERİNE GETİRMENİN TEK YOLU: HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN’DUR...
Vistilef Öneriyor:
ÜNİVERSİTE BÖLÜMLER VE ANABİLİMDALLARI TARAFINDAN YÖNETİLMELİDİR. DÜNYADA BÜTÜN ÜNİVERSİTELER BÖYLE YÖNETİLİR. (Bu konuda, meraklısı için kaynak: Henry Rosovsky, Üniversite: Bir Dekan Anlatıyor, Çeviren: Süreyya Ersoy, TÜBİTAK Yayınları, 2. Baskı, 1994)
Vistilef Yol Gösteriyor:
MERKEZİ SİSTEM İLE ÖĞRENCİ ALMANIN YERİNE, ÖSS SINAVI, DÜZEY BELİRLEME İÇİN KRİTERLERDEN BİRİ HALİNE GETİRİLİP, BÖLÜMLERE, KENDİ ÖĞRENCİSİNİ SEÇME HAKKI TANINMALIDIR...
13 Haziran 2009
YÖK, VİSTİLEF'İ OKUDU VE KARARINI DEĞİŞTİRDİ:
Vistilef'in NOTU: Vistilef'in uyarısına göre YÖK tüm üniversitelerde yatay geçişe izin verdi. Aşağıdaki haberde yer alan YÖK değişikliği çok önemlidir. Öğrencilere uygulanacak bu değişikliğe göre, öğretim üyelerine uygulanmaya çalışılan TAM GÜN YASASI ve ROTASYON'un da önü kesilmiştir. Bu konuda VİSTİLEF gerekli açıklamayı, gerektiğinde yapacaktır.
Aşağıdaki haberi, bir sonraki HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN istemini dile getiren Vistilef'in uyarısı ile birlikte okuyun:
Radikal'in Haberi:
YÖK YOLA GELDİ! BÜTÜN ÜNİVERSİTELERDE BÖLÜM DEĞİŞTİRMENİN YOLU AÇILDI!
Öğrencilerine, puan türüne bakılmaksızın bölüm değiştirme hakkı tanıyan Sabancı Üniversitesi’ne ‘ya herkese ya hiç kimseye’ diye itiraz eden YÖK, şimdi ‘herkese’ dedi. Uygulamanın tüm üniversitelerde geçirilebilmesi için değişikliğe gidildi.
Sabancı Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin ‘hiçbir şart olmadan ilk girdikleri bölümü değiştirebilmesi’ uygulamasına karşı çıkan YÖK, mevcut yatay geçiş yönetmeliğini, bütün üniversitelerde ‘şartlı bölüm değiştirmeyi’ mümkün kılacak şekilde değiştirdi. Geçiş şartlarının üniversite senatolarına bırakıldığı yeni yönetmelikte YÖK’ün istediği tek şart olarak, ‘geçilecek programla ilgili, ÖSS’ye girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması’ getirildi. Buna göre, 2008’de İstanbul Üniversitesi’nin herhangi bir bölümüne girmiş bir öğrencinin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçmek istemesi durumunda, o yıl sınavda aldığı ilgili puanın, aynı yıl en düşük puanla öğrenci alan (Kafkas Üniversitesi) Tıp fakültesine en alt sıradan giren öğrenciden fazla olması gerekecek.
Akademisyenler, bu düzenlemenin (En yüksek puanla öğrenci alan) Hacettepe İngilizce Tıp Fakütltesi’ne girmek isteyen, ancak puanı (en düşük puanla öğrenci alan) Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yetebilecek bir öğrenciye, Hacattepe’nin en düşük bölümüne girip, bir yıl bekleyip Hacettepe Tıp’a geçme şansı getirebileceği, öğrencilerin de bir yıl kaybetmeyi göze alıp bu hileye başvurabileceğine dikkat çektiler.Önce karşı çıktılar Sabancı, Işık ve Okan Üniversitelerinin uyguladığı serbest yatay geçiş yöntemi, YÖK tarafından yönetmeliğe aykırı bulunmuş, engellenmek istemişti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da Sabancı Üniversitesi’nin savunmasını haklı bulmasına karşın, diğer üniversitelere haksızlık olacağı için uygulamaya son verileceğini söylemişti. Bu katı tutumundan geri adım atan YÖK, uygulamayı puan şartına bağlayarak bütün üniversitelere yaydı. Kamuoyuna YÖK Başkanvekili İzzet Özgenç tarafından duyurulan değişiklik, yatay geçiş yönetmeliğinin 10. maddesinde yapıldı. Yeni yönetmelikte söz konusu madde şöyle düzenlendi: “Madde 10- Aynı üniversite içinde fakülte, yüksekokul ve bölümler arasındaki yatay geçişlere ilişkin kurallar, bu Yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde üniversitelerin senatolarınca belirlenir. Ancak, ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilen öğrencinin yerleştirmede esas alınan merkezi sınav puanının, yatay geçiş yapmak istediği programla ilgili olarak merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması şarttır.”
Hukuktan Tıp fakültesine...
* İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okuyan bir öğrenci, bir yıl eğitim gördükten sonra ‘Ben tıp fakültesi okumak istiyorum’ deyip yatay geçiş için başvurması halinde, öğrencinin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandığı yıl aldığı puana bakılacak. Öğrencinin başvuru yapabilmesi için söz konusu puanın, o yıl tıp fakültelerinin en düşük taban puanından (2008’de Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne giren en düşük puanlı öğrencinin puanından) düşük olmamaması gerekecek.
* Öğrenci, tıp fakültesinde okurken, hukuk fakültesine geçiş yaparsa, iki fakülte arasında hiçbir ortak ders olmadığı için birinci sınıftan tekrar okumak ve bir yıl kaybetmek zorunda kalacak.
* Öğrencinin program değiştirme hakkı sadece okuduğu üniversite içinde geçerli olacak. Ankara İletişim’de okuyan bir öğrenci, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçiş yapamayacak. Aynı bölümde üniversiteler arası geçişler, mevcut uygulamada olduğu gibi dikey sınav geçişiyle olacak.
‘Hile yoluna dönüşebilir’
Altı YÖK üyesi, uygulamanın aceleye getirildiğini belirterek, yürürlüğe konulmamasını istedi. Bülent Serim, Fikret Şenses, Engin Ataç, Mustafa İlhan, Atilla Eriş ve Ali Ekrem Özkul karara muhalif kaldı. Bülent Serim, uygulamanın başarılı olmayacağını, çünkü Sabancı Üniversitesi dışındaki diğer üniversitelerde ortak dersler verilen çok fazla programı bulunmadığını söyledi. Serim, “Üniversiteler bunu nasıl uygulayacak bilmiyorum. Yanlış sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Şu aşamada aceleyle böyle bir aşamaya geçiliyor, doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Akademik çevreler, uygulamanın öğrenciler için bir hile yolu yaratabileceğine de dikkat çektiler. Buna göre, yüzde 1’lik dilimle öğrenci alan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmek isteyen, ancak aldığı puan sadece Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yeten bir öğrenci, Hacettepe’nin düşük puanlı bir bölümüne (örneğin Jeoloji Mühendisliği) girip bir yıl okuduktan sonra yatay geçiş başvurusu yapabilecek. Akademisyenler, bu durumun önüne geçilmesi için Hacettepe Üniversitesi’nin söz konusu geçiş puanını yüksek tutabileceğine, not ortalaması gibi başka koşullar arayabileceğine dikkat çektiler. Kaynak: RADİKAL
Aşağıdaki haberi, bir sonraki HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN istemini dile getiren Vistilef'in uyarısı ile birlikte okuyun:
Radikal'in Haberi:
YÖK YOLA GELDİ! BÜTÜN ÜNİVERSİTELERDE BÖLÜM DEĞİŞTİRMENİN YOLU AÇILDI!
Öğrencilerine, puan türüne bakılmaksızın bölüm değiştirme hakkı tanıyan Sabancı Üniversitesi’ne ‘ya herkese ya hiç kimseye’ diye itiraz eden YÖK, şimdi ‘herkese’ dedi. Uygulamanın tüm üniversitelerde geçirilebilmesi için değişikliğe gidildi.
Sabancı Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin ‘hiçbir şart olmadan ilk girdikleri bölümü değiştirebilmesi’ uygulamasına karşı çıkan YÖK, mevcut yatay geçiş yönetmeliğini, bütün üniversitelerde ‘şartlı bölüm değiştirmeyi’ mümkün kılacak şekilde değiştirdi. Geçiş şartlarının üniversite senatolarına bırakıldığı yeni yönetmelikte YÖK’ün istediği tek şart olarak, ‘geçilecek programla ilgili, ÖSS’ye girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması’ getirildi. Buna göre, 2008’de İstanbul Üniversitesi’nin herhangi bir bölümüne girmiş bir öğrencinin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçmek istemesi durumunda, o yıl sınavda aldığı ilgili puanın, aynı yıl en düşük puanla öğrenci alan (Kafkas Üniversitesi) Tıp fakültesine en alt sıradan giren öğrenciden fazla olması gerekecek.
Akademisyenler, bu düzenlemenin (En yüksek puanla öğrenci alan) Hacettepe İngilizce Tıp Fakütltesi’ne girmek isteyen, ancak puanı (en düşük puanla öğrenci alan) Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yetebilecek bir öğrenciye, Hacattepe’nin en düşük bölümüne girip, bir yıl bekleyip Hacettepe Tıp’a geçme şansı getirebileceği, öğrencilerin de bir yıl kaybetmeyi göze alıp bu hileye başvurabileceğine dikkat çektiler.Önce karşı çıktılar Sabancı, Işık ve Okan Üniversitelerinin uyguladığı serbest yatay geçiş yöntemi, YÖK tarafından yönetmeliğe aykırı bulunmuş, engellenmek istemişti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da Sabancı Üniversitesi’nin savunmasını haklı bulmasına karşın, diğer üniversitelere haksızlık olacağı için uygulamaya son verileceğini söylemişti. Bu katı tutumundan geri adım atan YÖK, uygulamayı puan şartına bağlayarak bütün üniversitelere yaydı. Kamuoyuna YÖK Başkanvekili İzzet Özgenç tarafından duyurulan değişiklik, yatay geçiş yönetmeliğinin 10. maddesinde yapıldı. Yeni yönetmelikte söz konusu madde şöyle düzenlendi: “Madde 10- Aynı üniversite içinde fakülte, yüksekokul ve bölümler arasındaki yatay geçişlere ilişkin kurallar, bu Yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde üniversitelerin senatolarınca belirlenir. Ancak, ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilen öğrencinin yerleştirmede esas alınan merkezi sınav puanının, yatay geçiş yapmak istediği programla ilgili olarak merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması şarttır.”
Hukuktan Tıp fakültesine...
* İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okuyan bir öğrenci, bir yıl eğitim gördükten sonra ‘Ben tıp fakültesi okumak istiyorum’ deyip yatay geçiş için başvurması halinde, öğrencinin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandığı yıl aldığı puana bakılacak. Öğrencinin başvuru yapabilmesi için söz konusu puanın, o yıl tıp fakültelerinin en düşük taban puanından (2008’de Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne giren en düşük puanlı öğrencinin puanından) düşük olmamaması gerekecek.
* Öğrenci, tıp fakültesinde okurken, hukuk fakültesine geçiş yaparsa, iki fakülte arasında hiçbir ortak ders olmadığı için birinci sınıftan tekrar okumak ve bir yıl kaybetmek zorunda kalacak.
* Öğrencinin program değiştirme hakkı sadece okuduğu üniversite içinde geçerli olacak. Ankara İletişim’de okuyan bir öğrenci, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçiş yapamayacak. Aynı bölümde üniversiteler arası geçişler, mevcut uygulamada olduğu gibi dikey sınav geçişiyle olacak.
‘Hile yoluna dönüşebilir’
Altı YÖK üyesi, uygulamanın aceleye getirildiğini belirterek, yürürlüğe konulmamasını istedi. Bülent Serim, Fikret Şenses, Engin Ataç, Mustafa İlhan, Atilla Eriş ve Ali Ekrem Özkul karara muhalif kaldı. Bülent Serim, uygulamanın başarılı olmayacağını, çünkü Sabancı Üniversitesi dışındaki diğer üniversitelerde ortak dersler verilen çok fazla programı bulunmadığını söyledi. Serim, “Üniversiteler bunu nasıl uygulayacak bilmiyorum. Yanlış sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Şu aşamada aceleyle böyle bir aşamaya geçiliyor, doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Akademik çevreler, uygulamanın öğrenciler için bir hile yolu yaratabileceğine de dikkat çektiler. Buna göre, yüzde 1’lik dilimle öğrenci alan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmek isteyen, ancak aldığı puan sadece Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yeten bir öğrenci, Hacettepe’nin düşük puanlı bir bölümüne (örneğin Jeoloji Mühendisliği) girip bir yıl okuduktan sonra yatay geçiş başvurusu yapabilecek. Akademisyenler, bu durumun önüne geçilmesi için Hacettepe Üniversitesi’nin söz konusu geçiş puanını yüksek tutabileceğine, not ortalaması gibi başka koşullar arayabileceğine dikkat çektiler. Kaynak: RADİKAL
04 Haziran 2009
HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN ve TEŞKİLATLANMA ve AMAÇ GEREKLİ
İlkönce haberi okuyalım:
YÖK: 'Fırsat Eşitliğine Aykırı'
YÖK Sabancı Üniverstesi'nde öğrencilerin kurum içinde başka bölüme geçişine imkan veren uygulamanın uygun olmadığını belirtti.
Yüksek Öğretim Kurulu, Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin kurum içinde başka bölümlere geçişine imkân veren uygulamanın yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu açıkladı.Yüksek Öğretim Kurumu, Sabancı Üniversitesi’nin öğrencilerin kurum içinde başka puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümlere geçişine olanak sağlayan uygulamasının yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu ve fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını açıkladı. YÖK’ün, programa değil fakültelere öğrenci alan bazı üniversitelerden, önümüzdeki yıl bu uygulamaya son vererek, programlara öğrenci alınmasını istemesi yeni bir tartışma yarattı. Akademisyenlerin, üniversitelerde “tek tip”in değil çeşitliliğin gerekli olduğu yönündeki eleştirisine YÖK’ten dün yanıt geldi.
Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de yüksek öğretime giriş sisteminin “öğrencinin başarısını” esas alan bir sistem dahilinde yürütüldüğü ifade edildi. “Bazı üniversitelerde, bu sistemin dışında, öğrencinin başarısının önüne ‘öğrencinin isteğini’ geçiren bir tarzda diğer bütün üniversitelerden farklı bir sistem uygulandığı” kaydedilen açıklamada, şunlar söylendi: “Türkiye’de sadece bir üniversitede uygulanan sisteme göre ise bir öğrenci eşit ağırlıklı puan ile girilebilen bir programa kaydolduktan sonra sayısal puan ile öğrenci alan bir programa geçiş yaptırabilmektedir. Buna benzer tarzda iki üniversitede de (Okan ve Işık üniversiteleri) uygulama yapılmakta, fakat bu iki üniversitede daha dar alanda, aynı puan türü içinde geçişlere izin verilmektedir. Türkiye’deki mevcut yüksek öğretime giriş sistemine bütünüyle aykırı bu uygulama, fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır. Diğer bütün üniversitelerde öğrencilerin, aynı puan türü içinde kaydolduğu bir fakültedeki bir programdan bir başka fakültenin programına geçiş yapabilmesi için ertesi yıl tekrar sınava girmesi ve puanının önemli bir şekilde eksiltilmesi söz konusudur.”
Haber böyle… YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği mantığı, eksik bulsak da onaylıyoruz. Ancak ve peki, “Çift Anadal” ne kadar adaletli ve fırsat eşitliğine uygun?
Bu konuyu Vistilef’ten Prof. Dr. Veysel Batmaz birkaç kez İstanbul Üniversitesi Senatosu’ne sundu ancak bir sonuç alamadı.
“Çift Anadal” programının amacı kendi bölümlerinde lisans programlarını başarı ile sürdüren öğrencilerin aynı zamanda ikinci dalda lisans diploması almak üzere öğrenim görmelerini sağlamaktır.”
Hal böyleyse, peki, YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği argüman, “çift ana dal” için geliştirilemez mi? Hatta, işi daha da genişletelim, “yatay ve dikey geçişler” de aynı mantıkla adaletsiz bulunamaz mı? Öyle ya, ÖSS’de kazanılan eğitim programını değiştiren her uygulama, Sabancı Üniversitesi’ne karşı geliştirilen mantıkla eleştirilebilir ve adaletsiz bulunabilir…
Biz şimdilik sadece soruyoruz ve dikkat çekerek ikazda bulunuyoruz…
Bir de önerimiz var; kurulacaklar da dahil, artık her üniversiteye ayrı kanun, amaç ve teşkilatlanma biçimi getirmenin zamanı gelmiştir; üniversiteler çerçeve yasa ile idare edilebilir olmaktan çıkmıştır.
Öyleyse, (DEVLET ve VAKIF veya daha sonra kurulabilecek olan kâr amaçlı ÖZEL) HER ÜNİVESİTE’YE AYRI KANUNLA KENDİ GEÇMİŞİ ve İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA DEĞİŞİK NİTELİK VERİLMELİDİR. [Bu arada önemle belirtelim ki, öğrenim birliği, ilköğretim ve liselerde, değiştirilemez ve vazgeçilmezdir.]
YÖK'ün Sabancı Üniversitesi'ne karşı geliştirdiği mantığı, YÖK sisteminin, ÖSS'nin yerleştirmesini değiştiren her uygulamasının da yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebilme konumuna bizi getirir ki, buradan da şunu iddia edebiliriz: "tek tip" üniversite anlayışının iflası demek olduğu sonucuna varabiliriz. Bu da bizi: "Her konuda ve başta yüksek öğrenim olmak üzere, “çerçeve kanun” ve “torba” sistemlerle Türkiye kendi önünü tıkamaktadır…" yargısına götürür.
Gerekirse ve istenirse, Vistilef, İstanbul Üniversitesi Senatosu’na ve YÖK’e bu konuda ayrıntılı rapor sunabilir…
YÖK: 'Fırsat Eşitliğine Aykırı'
YÖK Sabancı Üniverstesi'nde öğrencilerin kurum içinde başka bölüme geçişine imkan veren uygulamanın uygun olmadığını belirtti.
Yüksek Öğretim Kurulu, Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin kurum içinde başka bölümlere geçişine imkân veren uygulamanın yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu açıkladı.Yüksek Öğretim Kurumu, Sabancı Üniversitesi’nin öğrencilerin kurum içinde başka puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümlere geçişine olanak sağlayan uygulamasının yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu ve fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını açıkladı. YÖK’ün, programa değil fakültelere öğrenci alan bazı üniversitelerden, önümüzdeki yıl bu uygulamaya son vererek, programlara öğrenci alınmasını istemesi yeni bir tartışma yarattı. Akademisyenlerin, üniversitelerde “tek tip”in değil çeşitliliğin gerekli olduğu yönündeki eleştirisine YÖK’ten dün yanıt geldi.
Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de yüksek öğretime giriş sisteminin “öğrencinin başarısını” esas alan bir sistem dahilinde yürütüldüğü ifade edildi. “Bazı üniversitelerde, bu sistemin dışında, öğrencinin başarısının önüne ‘öğrencinin isteğini’ geçiren bir tarzda diğer bütün üniversitelerden farklı bir sistem uygulandığı” kaydedilen açıklamada, şunlar söylendi: “Türkiye’de sadece bir üniversitede uygulanan sisteme göre ise bir öğrenci eşit ağırlıklı puan ile girilebilen bir programa kaydolduktan sonra sayısal puan ile öğrenci alan bir programa geçiş yaptırabilmektedir. Buna benzer tarzda iki üniversitede de (Okan ve Işık üniversiteleri) uygulama yapılmakta, fakat bu iki üniversitede daha dar alanda, aynı puan türü içinde geçişlere izin verilmektedir. Türkiye’deki mevcut yüksek öğretime giriş sistemine bütünüyle aykırı bu uygulama, fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır. Diğer bütün üniversitelerde öğrencilerin, aynı puan türü içinde kaydolduğu bir fakültedeki bir programdan bir başka fakültenin programına geçiş yapabilmesi için ertesi yıl tekrar sınava girmesi ve puanının önemli bir şekilde eksiltilmesi söz konusudur.”
Haber böyle… YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği mantığı, eksik bulsak da onaylıyoruz. Ancak ve peki, “Çift Anadal” ne kadar adaletli ve fırsat eşitliğine uygun?
Bu konuyu Vistilef’ten Prof. Dr. Veysel Batmaz birkaç kez İstanbul Üniversitesi Senatosu’ne sundu ancak bir sonuç alamadı.
“Çift Anadal” programının amacı kendi bölümlerinde lisans programlarını başarı ile sürdüren öğrencilerin aynı zamanda ikinci dalda lisans diploması almak üzere öğrenim görmelerini sağlamaktır.”
Hal böyleyse, peki, YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği argüman, “çift ana dal” için geliştirilemez mi? Hatta, işi daha da genişletelim, “yatay ve dikey geçişler” de aynı mantıkla adaletsiz bulunamaz mı? Öyle ya, ÖSS’de kazanılan eğitim programını değiştiren her uygulama, Sabancı Üniversitesi’ne karşı geliştirilen mantıkla eleştirilebilir ve adaletsiz bulunabilir…
Biz şimdilik sadece soruyoruz ve dikkat çekerek ikazda bulunuyoruz…
Bir de önerimiz var; kurulacaklar da dahil, artık her üniversiteye ayrı kanun, amaç ve teşkilatlanma biçimi getirmenin zamanı gelmiştir; üniversiteler çerçeve yasa ile idare edilebilir olmaktan çıkmıştır.
Öyleyse, (DEVLET ve VAKIF veya daha sonra kurulabilecek olan kâr amaçlı ÖZEL) HER ÜNİVESİTE’YE AYRI KANUNLA KENDİ GEÇMİŞİ ve İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA DEĞİŞİK NİTELİK VERİLMELİDİR. [Bu arada önemle belirtelim ki, öğrenim birliği, ilköğretim ve liselerde, değiştirilemez ve vazgeçilmezdir.]
YÖK'ün Sabancı Üniversitesi'ne karşı geliştirdiği mantığı, YÖK sisteminin, ÖSS'nin yerleştirmesini değiştiren her uygulamasının da yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebilme konumuna bizi getirir ki, buradan da şunu iddia edebiliriz: "tek tip" üniversite anlayışının iflası demek olduğu sonucuna varabiliriz. Bu da bizi: "Her konuda ve başta yüksek öğrenim olmak üzere, “çerçeve kanun” ve “torba” sistemlerle Türkiye kendi önünü tıkamaktadır…" yargısına götürür.
Gerekirse ve istenirse, Vistilef, İstanbul Üniversitesi Senatosu’na ve YÖK’e bu konuda ayrıntılı rapor sunabilir…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)