Vistelef'in Notu: Vistilef’te “bu Yaz sen de Yaz” Polemikleri başladı.
Şükrü kardeşimiz, Van’da değilmiş, onu haberdar edelim ilk önce… Sonra, ona Dekan tarafından denmiş ki, “kapılardan diplomaları söken Veysel Batmaz’ın kendisidir. Provakasyon çıkartmak istiyor.” İrfan Çifçi nakletmiş bütün bu söylenenleri. Tevatür tabii hepsi…
Veysel Hoca verir bunların cevabını; ona güvenimiz tamdır:
Şimdi, Hikmet Hoca’nın yazısını okuyalım; yeni polemiklere gebe:
“İSTANBUL NEÇÇİİİ…”
Vistilef her zaman olduğu gibi yine haklıdır…
“Diplomalar Fora” kampanyasını şahsım olarak ben, bizzat, kendim başlatmışımdır. Ve zekasını, bilgisini ve şahsiyetini takdir ettiğim, oda arkadaşım, saygıdeğer insan Prof. Dr. Senatör Veysel Batmaz da bu kampanyaya ilk destek veren kişi olmuştur.
Kabul ediyorum…..
Dr. Veysel beyden, mamafih farklı üşündüğüm bir nokta var izin verirseniz önce onu açıklayayım da yazıma öyle devam edeyim.
Şimdi, efendim akademisyenler, doktorla, ve avukatlar gibi diplomalarını kapıya asmazlar. Çünkü kapıya asmada ticari bir kaygı vardır müşteri tırtıklama işidir… Akademide ise böyle bir kaygıya gerek yok.
O nedenle kapıya niye astınız diplomalarınızı diye merak edip soranlara “Bu bir görgüsüzlüktür… Amma velakin yerinde ve zamanlı bir görgüsüzlüktür” cevabını verdim.
O zaman diyecağsınız ki niye?… İşte eyle…!!!!
Bilenler bilir, benim doktoram “Kamusal Alan” konusundadır dolayısıyla ben “kamu ve özel” meselelerinde uzmanım. Şimdi, Serdar Taşçı, Dekan Prof. Dr. Suat Gezgin’in doktorasını, Yüksek Lisans diplomalarını, tezlerini talep etti. Ancak sayın Gezgin, Doktora tezini, yada kapağını, veya diplomasını vermeyi reddetti. Gerekçe de Bilgi edinme yasasının:
“MADDE 21.- Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır” hükmüdür.
Bu kabul edilebilir bir şey değildir.
Doktora bir akademisyenin gurur duyacağı en önemli çalışmasıdır. Dr., Doç. ve Prof’luktan daha akademiktir. Özel değildir. Kamu malıdır. Uluslararası kamu malıdır. Bir akademisyen için topluma yaptığı en önemli katkı, doktorasıdır. Yani Doktora, tanım gereği, içkin olarak herkese aittir. Benim doktoramı biri istese seve seve, mutluluk duyarak veririm. Zaten normal şartlarda kütüphanelerde olmalıdır. YÖK’te bir kopyası olmalıdır. Yasa, teamül ve her şey bunu emreder.
Dolayısıyla, doktoranın “özel alan”, “mesleki şeref ve haysiyet”, gibi argümanlarla, kamunun kullanımına ve görüşüne sunulmasından imtina etmek ancak doktoranın olmaması durumunda söz konusu olacaktır. Yani, benim başlattığım kapıya asma kampanyasının gerekçesi, tamamen budur.
Doktora özeldir diyerek bilimsellik dışı bir tavra karşı diplomaları kapıya asmak, “Hayır, diploma varsa kamusaldır, gizlenmez. Ehh, yoksa haddini bileceksin” demektir…. Çünkü had bilmek, adap bilmek çok önemlidir. Biz İstanbul terbiyesiyle yetiştik. Had de biliriz adap ta. Bilim dili de, başka diller de… Bilmeyene de öğretiriz….
Yaaaaaaaa Zeççi. İstanbul Neççi. Erzurum Yayladırrrrr, yaylaaaaaaaa…!!!!
Doç. Dr. Hikmet KIRIK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder