Prof. Dr. Veysel Batmaz’a,
Vistilef internet sitesindeki yazıları -bir araştırma görevlisi arkadaşımın önerisiyle- bir süredir takip ediyor dolayısıyla hak, hukuk, yolsuzluk, akademik bilimsellik kavramlarının sıkça geçtiği yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Ancak "YENİ YILINIZ HUKUKLU OLSUN! İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI" başlıklı, maalesef siteyle geç buluşmam dolayısıyla hayli gecikmeli olarak okuduğum ve benim, hak-hukuk kavramlarını sıkça zikreden tarafınıza karşı güvenimi ve bu okulda bir şeylerin düzelebileceğine dair umudumu yitirmeme yol açan bu yazının kimi bölümleriyle ilgili size sormak istediğim bazı şeyler var. Zman ayırıp yanıtlarsanız çok sevinirim.
Sayın Hocam, Süleyman Türkoğlu arkadaşımızın 3 yıldır İletişim Fakültesi teknik işlerinde angarya olarak çalıştırılması ve emek sömürüsü nedeniyle, araştırma görevlisi olarak atanması gerektiğini nasıl önerdiğinizi anlayamıyorum. Sizce bir araştırma görevlisinin taşıması gereken nitelikler web sayfası hazırlayabilmek veya mizanpaj yapabilmek midir? Bu nitelikler uzun süre tartışmasını yürüttüğünüz bilimsel yayın, üretim gücünü karşılar mı? Yani bu nitelikler sizce araştırma görevlisi olarak atanmak için yeterli midir? Sizce bu vasıflarla kadroya dahil edilen bu arkadaşlara da, bir 10 yıl sonra birilerinin çıkıp diploma veya tez sorması küçük bir ihtimal midir? Bunu önerirken, çok sayıda sınavdan tamamen kendi emeğiyle geçen ve taşıdığı niteliklerle akademisyen olmayı çok daha fazla hak eden bir başka yüksek lisans ya da doktora öğrencisinin haklarının gasp edildiğini nasıl düşünmezsiniz? Teknik uzmanlıkları olan arkadaşların araştırma görevliliği dışında yerleştirilecekleri kadrolar (örn: Uzman kadrosu gibi) yok mudur?
Eğer böyle düşünüyorsanız, son yıllarda İ.Ü. İletişim Fakültesi'nde yapılan araştırma görevlisi seçimleriyle ilgili hiçbir sorun yoktur. Gerçi yakında fakülte bünyesinde, bilimsel yayın üreten akademisyenden çok mizanpajcı veya bilgi işlemci olacak ve mizanpe edecekleri bir şey bulamayacaklar ama olsun... Sizinde bildiğiniz gibi İ.Ü.'de araştırma görevlisi kadrolarına başvuru için LES ve ÜDS yeterli puanları ve İ.Ü. de yüksek lisans veya doktora yapıyor olma zorunluluğunun yanı sıra ilgili fakültenin yapacağı yazılı veya sözlü sınavlardan geçecek yeterliliğe sahip olma koşulları aranmaktadır. Her seferinde kadroya alınacak kişinin önceden belli olduğu bu göstermelik sınav aşamalarının adilliğinin sorgulanması yerine, söz konusu kurumda kendi kişisel kabulleri çerçevesinde 3 yıldır angarya işler yapmak üzere istihdam edilen arkadaşlarımızın emek sömürüsünün çözümünü, akademisyen olarak kadroya alınmaları olarak tarif etmeniz son derece şaşırtıcıdır. Aslında bunu savunabilecek pek çok kişi vardır ancak benim için şaşırtıcı olan sizin gibi saygın ve adaletten bu kadar sık söz eden bir hocanın işin bu kısmını görmezden gelmesidir. Size bu yazıyla ilettiğim kaygılarım konusundaki düşünceleriniz hususunda, beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Zira durum, hiç de aydınlık görünmemektedir.
(Lütfen aynı koşullarda kadroya alınan arkadaşların şu anki durumları konusunda bilgi edininiz. Aralarında 3 yıldır bir yüksek lisans tezini tamamlayamayarak şu anda okuldan atılma durumunda olan; doktora yeterlilikte iki lafı bir araya getiremedikleri dilden dile dolaşan; doktora derslerinde bilgisizlikten ve ilgisizlikten maskara olan araştırma görevlileri var).
Saygılarımla,
BURCU ERDEM
(İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Doktora Öğrencisi)
EK ve NOT: Yazıma esas olan Vistilef Editörler Grubu imzalı, “Yeni Yılınız Hukuklu Olsun” adlı yazının ilgili bölümleri ektedir:
"YENİ YILINIZ HUKUKLU OLSUN !
İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI:İSTANBUL ÜNİVERSİTESİİLETİŞİM FAKÜLTESİ’NİN2005 YILI DEĞERLENDİRMESİ2005 yılının son ayında ise aslında son beş yılın tüm hukuksuzluklarını bir kez daha hangi sallapatiliklerle, hangi karakuşiliklerle, hangi keyfi ceberutçuluklarla oluştuğu hakkında bir fikir veren iki küçük ama önemli olay da oldu.
İletim gazetesinin çıkartılması ve Web sayfaları için üç yıldır angarya şeklinde çalıştırılan; son bir yıldır da Mediko-Sosyal’den öğrenci bursu niteliğinde 100 YTL’lik bir aylıkla, hukuki statüsü meşkuk şekilde çalışan Süleyman Türkoğlu arkadaşımızın, Yönetim Kurulu’nda, Veysel Batmaz’ın “gerekçeli kararla, Araştırma Görevlisi kadrosuna alalım, yoksa Rektörlük red eder” uyarısını yerine getirmeyen Dekanlığın vurdumduymazlığı ile kadroya atanması Rektörlükçe uygun bulunmadı. Bu üzücü durumun yaratılmasında Dekan’ın bizzat kusuru vardır. Aynı şekilde, ikinci olay da Ahmet Kadri Kurşun’un doktoraya alınmasında yaşanmıştır. Askere celp edildiği tarihte yapılan bu işlem de hukuksuzdur ve Kurşun’a ilerdeki mesleki hayatında güçlük çıkartacaktır.
Dakan’ın hukuka uymamasının cezasını, meslekte ilk basamakları çıkanlar yaşamaktadırlar. Bu konuda Rektörlüğün de işe elkoyması, akademik yapılanmaya karışmadan, Fakülteyi hukuksallığa oturtması gerekmektedir.
İLETİŞİMDE 2005 ATILIMININ 2006 RESTORASYONUNA dönüştürülmesi için Vistilef, bilimsel, hukuksal ve kamusal olarak göreve hazırdır.
Herkese hukuk dolu yeni bir yıl diliyoruz. İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI, 2006’da da sürecek...Güzel bir İLETİŞİMSEL EYLEM, GÜZEL BİR FAKÜLTE OLUŞTURACAK. FAKÜLTE “BECERİ” DEMEKTİR.
Vistilef Editörler Grubu"
2. MEKTUP
From: "Burcu Kaya" <bkaya440@hotmail.com>
To: serdartasci@hotmail.com
CC: bkaya440@hotmail.com
Subject: ÖNEMLİ- ELEŞTİRİ
Date: Fri, 29 Sep 2006 17:25:58 +0000>
Merhaba, Bir kaç gün önce Prof. Dr. Veysel Batmaz'a bir eleştiri yazısı göndermiş ve bu yazıya alacağım cevaplarla kafamda oluşan soruişaretlerinin giderilmesini ummuştum. Oysa herhangi bir yanıt alamadım. Benim eleştirime temel olan yazı, sizin de editörler grubunda olduğunuzu tahmin ettiğim Vistilef İnternet sitesinde yer alan, Vistilef Editörler Grubu imzalı bir metindi. Dolayısıyla eleştiri yazım sizi de ilgilendiriyor. Prof. Dr. Veysel Batmaz'a hitaben yazılan bu yazımı okur ve siz cevap verilmesine katkıda bulunursanız çok sevinirim.Bu metni yazmama neden olan yazınızın ilgili kısımları ve eleştiri >metnim ektedir...
Teşekkür Ederim,
BURCU ERDEM
(İ.Ü. İletişim Fakültesi Doktora Öğrencisi)
3. MEKTUP
Merhaba,
Veysel Bey neden cevap vermedi bilemem ama ne ben ne de Veysel Bey teknik eleman olmanın akademisyen olmaya yeterli olmadığını bilmeyen kişileriz. O yazının yazıldığı günün bağlamı farklıydı ve şimdi senin olduğun noktadan bakmak metin analizi için yanlış bir durum. Veysel Bey’in hem hoca hem akademisyen olarak titizliği ve bilim-hukuk çabası doğru olduğu için blok olmasak da aynı kulvarda gözüküyor, görülüyoruz. İlgi duyuyor isen okuldaki konulara biraz daha hakim olmalı ve dekan hakkında benim yaptığım suç duyurusu üzerine açılan soruşturma sonucu verilen DEKANIN YARGILANMASI GEREKTİĞİ rektörlük kararını takip etmen gerekiyor. Ben editörler grubu gibi müstearlar kullanmıyorum, kendi yazılarımı kendi adımla yazan birisiyim. Bilim de böyle ilerler… Bu cevap benim cevaplarımdır, Veysel beyi bağlamamaktadır. Onun yanıt verip vermeyeceği kendi kararıdır.
SERDAR TAŞÇI
Vistilef'i Notu: Serdar Taşçı Vistilef'e katkıda bulunan ancak Vistilef Editörler Grubu'nda yer almayan bir araştırma görevlisi arkadaşımızdır. Kendi adı dışındaki yazılar, Serdar Taşçı'yı bağlamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder