HABER TAKİBİ: 10 YIL MI? 5 YIL MI?
Biliyorsunuz, iki mekan (belki de üç) gezdikten sonra, Eski Eserler Kütüphanesi’nin bodrum katına, daha sonraki mekanına doğru gideceği güne kadar yerleşen bazı eski matbaa, kamera, fotoğraf makinesi ve herkesin evinde ve Beyazıt Marmara İş Merkezi’ndeki tüm sahaflarda daha eskileri bulunabilecek elli altmış adetlik basılı malzemeden oluşan bir medya araçları müzesi, Fakültemizin, ne işe yaradığı pek belli olmayan (İletişim Ödülleri, 55 Yıl Kutlaması gibi) diğer etkinliklerinin yapılageldiği gibi, ne için ve kime ve kimin tarafından verildiği belli olmayan plaketler dağıtılarak, 21 Aralık günü açıldı. Bir önceki (bu haberin hemen altındaki) haberimiz konuyu özetliyor:
Biz ise,
Vistilef olarak haber takibine devam ediyoruz.
BİRİNCİ HABER:Osmanlı’dan bugüne ‘İletişim Galerisi’İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, 21 Aralık Perşembe günü saat 14.00’te ‘Osmanlı’dan Bugüne İletişim Galerisi’nin açılış töreniyle açıldı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Türkiye’nin iletişim dünyasına ilişkin belleğindekileri, Doğuş Grubu ve Aydın Doğan Vakfı’nın değerli katkılarıyla Türk toplumuna kazandırıyor. Özel koleksiyonlardan temin edilen son derece eski ve nadide parçalardan oluşan İletişim Galerisi’nde; yaklaşık yüz yetmiş yıllık bir geçmişe sahip basın tarihimizin ilkleri olan, ilk Türkçe gazete Takvim-i Vakayi, özel sermayeyle kurulan ilk Türk gazetesi Tercüman-ı Ahvâl, ilk müstakil mizah gazetesi Diyojen, ilk ilmi dergi Mecmua-i Fünun gibi yazılı basın ürünleri sergilenecek. Ayrıca Radyo Televizyon ve Sinemaya ait elektronik cihazlar ile yaklaşık elli parçadan oluşan fotoğraf makineleri koleksiyonu, 1930’lu yıllardan kalan radyolar ve insanı daha eski zamanlara götüren bir gramofon ile Yeşilçam döneminin nostaljik havasını yansıtan çeşitli film kameraları da galeride sergilenen parçalar arasında.
Tüm dünya toplumlarının değerlerini gözetme ve koruma düşüncesiyle oluşturulan İletişim Galerisi,
İ.Ü. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin’in on yıllık çalışmasının bir ürünü. 21 Aralık 2006 Perşembe tarihinden itibaren halkın ziyaretine açık olacak olan İletişim Galerisi, çağına yaraşır bir toplum olma adına önemli bir adım niteliğinde.
(Kaynak: MediaCat Online)
İKİNCİ HABER
Türkiye’nin ilk iletişim galerisiİstanbul Üniversitesi (İ.Ü) İletişim Fakültesi, iletişim teknolojisinin hızlı gelişimini sergileyecek bir galeri açacak.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Mayıs ayında açmayı planladıkları galerinin, Türkiye’nin ilk iletişim galerisi olacağını söyledi.
İletişim teknolojilerinin büyük bir hızla geliştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gezgin, galeriyi gezenlerin bu gelişim hızını daha iyi gözlemleyeceğini belirterek, “5 yıldır sürdürdüğümüz çalışmayla dünya ve Türkiye’nin en kapsamlı iletişim galerisini kuruyoruz” diye konuştu.
İstanbul Radyosu’nun 1950’de kurulduğu dönemde kullanılan stüdyo ekipmanlarının da galeride sergileneceğini ifade eden Prof. Dr.Gezgin, galeride yer alacak bazı malzemelerin TRT depolarından çıkarıldığını söyledi. TRT’ye ait depolardan galeri için sergilenecek malzemeler çıkardıklarını kaydeden Prof. Dr. Gezgin, “Geçmişte kullanılan tonlarca ağırlığında matbaa makinaları da gelirimizde yer veriyoruz.” dedi.
(Kaynak:
http://sinem1987.blogcu.com/page2 Tarih: 11:51, 26/3/2006)
Bu iki haberin en önemli maddi unsurlarından biri hariç, hepsi aynı. Ancak, ilk haberde
10 yıllık bir çalışma süresi sonunda oluşturulduğu 21.12.2006 tarihinde söylenen müze hazırlığı başlangıç tarihi, 26.03.2006 tarihinde yapılan bir başka haberde
5 yıl olarak belirtilmiş. Ancak 5 yıllık bir hazırlıkla, Dekan Suat Gezgin’in sözleriyle,
"dünya ve Türkiye’nin en kapsamlı iletişim galerisini kurmak" mümkün olmadığına göre, bu hazırlığın 10 yıl sürdüğü kuşkusuz. Dünyanın belki de en küçük ve kapsamsız İletişim Müzesine, en kapsamlı ve en büyük demek nasıl bir habercilikse de diyemiyoruz, çünkü bu okul gazetecilik de öğretiyor...
Konuyla ve Dekanlık yönetimiyle pek ilgili değil ama haber takibi yaparken şu skandal haberi de takip edelim diyoruz. Bilmem biliyor musunuz, Vekil Rektör Prof. Dr. Tankut Centel ilk göreve başladığında, bir grup öğretim elemanı, dilekçe vererek, okulumuzun binasının depreme dayanıklı olup olmadığını sormuştu. Bakın cevabı neymiş:
ÜÇÜNCÜ HABERGezgin: Medya kendine çeki düzen vermeli...
“Artık patronlar, editörler ve muhabirler meslek etiğini ve kurallarını özümsemek zorundadır.” Prof. Dr. Suat Gezgin’in medyayla ilgili saptamalarından bir alıntı. İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Gezgin ile iletişim fakültelerinin durumu, öğrenilenle uygulanan arasındaki ilişki, ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gecikerek açılmasını konuştuk.
...
Deprem Raporuna kaynak yok...
Soru: “Marmara Üniversitesi (MÜ), İletişim Fakültesi, 17 Ağustos 1999 depreminde hasar gördüğü gerekçesiyle bu yıl ekim ayında öğrenime başlayamadı. Bir aydır, kantinde dersleri sürdürüyoruz. Öğrenimin aksamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?”
Suat Gezgin: “Fakülte öğrenciye her şeyi veremez. Öğrencilerin de kendilerini yetiştirmesi gerekli. Hızlandırılmış eğitim konusunda yaz tatilinde eğitim verirlerse açığı kapatabilirler. Aslında MÜ İletişim öğrencileri şanslı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak, biz fakülte binasına depreme sağlamlık raporu için bile kaynak bulamıyoruz. Keşke biz de kantinde, çadırda ders yapsak... Binanın sağlam olup olmadığına dair elimizde bir rapor olsa.”
(Kaynak:
http://www.evrensel.net/02/01/01/medya.html)
SONUÇUzun oldu ama sonuç şu:
İletişim Galerisi gibi, eğitime, öğrenime ve öğrenciye hiç bir yararı ve katkısı olmayan, bir İletişim Fakültesinin eğitim ve öğretim görevlerinin içinde olmayan ve olamayacak olan “iletişim araçları müzesi” kurmak; 40 değil, 50 değil, "55. YIL KURULUŞ TÖRENİ" düzenlemek ve medyadaki bir yığın zer-zevata, her yıl, başka yerlerden almıyorlarmış da bizden almaları mecburmuş gibi ödül vermek gibi etkinliklere para ve zaman bulan İletişim Fakültesi yönetimi, yukarıda okuduğunuz haberde yer aldığı üzere, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin köhne ve işlevsiz binasının olası bir deprem senaryolarının sıkça gündeme geldiği bir dönemde, “sağlam olup olmadığı” raporu için tam 5 yıldır para bulamıyormuş.
Önerimiz, Bakırköy Belediyesi’nin, Doğan ve Doğuş Holdinlerin, konuya, Fakülte ile ilişkileri kalmamasına çok az kalmışken, eski iletişim araşlarına yer bulacaklarına, yeni iletişim aletlerinin öğrencilerce kullanılması için; Kütüphaneye kitap için; deprem için sağlamlık raporu incelemesi için ve öğrencilere başarı bursu vermek için para bulmaya başlamasıdır.
Çünkü yarın çok geç olacaktır.