"İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
MİSYON
Toplumsal konulara duyarlı ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip, araştıran, sorgulayan, mesleki etik kurallara uyan, iletişim süreçlerinin tüm boyutlarını bilen, çağdaş, demokratik, eleştirel düşünce yapısına sahip, evrensel düzeyde araştırma yapabilen bireyler yetiştirmek.
Temel İlkeler:
Atatürk İlke ve Devrimlerine bağımlılıkBilimsel ÖzgürlükKatılımcılıkŞeffaflıkGüvenilirlikİnsana saygı
VİZYON
2010 yılında lisans ve lisanüstü düzeyde eğitim veren iletişim fakülteleri arasında öncü olmak."
(Kaynak: http://www.istanbul.edu.tr/iletisim/?page=template-news/detail&int_Id=89 )
Yukarıda bir iletişim fakültesinin Misyon ve Vizyon ‘statement’larını okudunuz. ISO-9000 kurallarına göre, TSE damgalı bir fakültenin yöneticilerinin her şeyden önce şunu bilmesi gerekli: Vizyon ve Misyon hedefleri, (daha açık yazalım, belki anlaşılmazlıkla karşı karşıyayızdır, bu durumda İ.Ü. İletişim Fakültesi’nde) o kurumda bulunan herkesin katıldığı ortaklaşa bir hazırlık süreci sonucunda, herkesin açıkça kabul ettiği ve benimsediği hedeflerin tanımlarıdır. O kurumda bir kişi bile Vizyon ve Misyon hedeflerine katılım göstermezse, bu hedefler, o kurumun hedefleri olamaz. Bu nedenledir ki, bu “hedef tanımları” değişkendir.
İş bu kadar teknik bir sorun ile bitse iyi, yukarıdaki alıntılanan Misyon hedeflerinde anlam ve kavram hataları vardır.
Baştan başlarsak, “iletişim süreçlerinin tüm boyutlarını bilen, çağdaş, demokratik, eleştirel düşünce yapısına sahip, evrensel düzeyde araştırma yapabilen bireyler yetiştirmek.” cümlelerinde iki yanlış vardır:
Yetişsin veya yetiştirilsin, bir kişi, bir şeyin “tümünü” bilemez; bilimde “tüm” her zaman değişen bir olgunun sonucu olduğundan, bilimsel öğrenme ve yetişme süreçlerinde “tüm”ün öğrenilmesinden çok, öğrenmenin yöntemi öğrenilir ve öğretilir.
İkinci yanlış da, “evrensel düzeyde araştırma yapmanın” ölçütü olmadığından boş bir lâfın tedrisatının yanlışlığıdır. “Evrensel düzeyde” araştırma’dan çok; sadece kapsamlı ve bilimsel araştırma öğrenilirse, Yüksek Öğrenim işlevini yapmış demektir.
Bir de tabii, kelime yanlışı söz konusu olmadan olmaz; burası illetişim fakültesidir:
“Atatürk İlke ve Devrimlerine bağımlılık....”
Bu cümleyi yazan herhalde o sırada “bağımlı” olduğu iksiri fazla kaçırmış ki, “ilkelere bağımlılık” diye bir kavram ortaya çıkartmış. İlkelerle, bir tiryaki, ya da bağımlı gibi ilişkiye girilmez; sadece ilkelere BAĞLI olunur. Üstelik, “benim en büyük karekterim ulusal bağımsızlıktır” diyen bir liderin ilkelerine “bağımlılık” gösterilmez; o ilkelere akıl ve gönülle bağlanılır.
Bir Misyon’da üç yanlış, vizyonu da berbat eder; hele bu vizyon fakültemizdeki tüm öğretim elemanları ve hâttâ çalışanlarının katılımı olmadan, ISO-9000 ilkelerine “bağımlılık” gösterilmeden yapılmış ve okulun tümüne Internet sitesinden DİKTE ettirilmişse, nerede kaldı “demokratiklik” ve “eleştirel düşünce”? Kendinde olmayanı, kim, kime, nasıl öğretecek bu “Fakülte”?
2010 yılına kadar ne yapılacak sorusunu bir yana bırakalım, VİZYON olarak “2010 yılında lisans ve lisanüstü düzeyde eğitim veren iletişim fakülteleri arasında öncü olmak” şiarını edinmiş, “55. yıl kutlamaları” gibi anakronik bir yıldönümü coşkusu yaşayan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi zaten, iletişim fakülteleri arasında “öncüdür.” Öncü olmanın her durumda, “önce”likle ilişkisi vardır ve ilk “önce” zamansal bir tanımdır. İletişim Fakültesi 55 yıl “önce” başlattığı eğitimi ile, bugün tüm iletişim fakülteleri arasında, ilk ve “öncüdür.” 2010 yılına kadar beklemeye gerek yoktur.
2010 yılına 3 yıl daha vardır. Bu üç yılda neler yapılacaktır? Hangi boya ile duvarlar pembeleştirilecek, hangi sponsor ile sunî parkeler döşenecektir? Okulun girişine hangi “plazma” takılacaktır? Okula eğitim ile ilgili olmayan her şeyi, matah bir şeymiş gibi sunan İdare, şunu bilmelidir; 2010 yılına kadar kütüphanesinde temel iletişim eserleri ve iletişim dergileri bulunmayan; dışarıdan gelen hocaların iki sayfalık ders notları ile idare ettikleri; derslerinde kitap okunmayan; Merkez Kütüphanenin ilgili Veri Tabanlarına erişimi kendi Internet sitesinde bulunmayan bir okul, 2010 yılında, diliyoruz ki, eğitim anlayışını yeniler, reforme eder, yeni ve akılcı bir misyonla, vizyon edinir ve “öncü” olmaz (zaten olduğu bir şeydir) ama “Fakülte” olur. “Fakülte” beceri ve yetenek demektir.
Yukarıda yanlışlıklar içeren Vizyon ve Misyon hedeflerine, Vistilef Grubu katılmamaktadır.
NOT: Bu yazının doğrudan hedefi, İletişim Fakültesi Web sitesindeki “Vizyon ve Misyon” cümlelerini yazan kişidir. Başka kimse üzerine alınmasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder