Add to Flipboard Magazine.

21 Haziran 2007

"ALLAHSIZ" DEMEK HAKARET DEĞİL; "CEBERUT" DEMEK HAKARET Mİ?

'ALLAHSIZ' DEMEK HAKARET SAYILMADI, TAYYİP ERDOĞAN CEM UZAN'A AÇTIĞI DAVAYI KAYBETTİ! Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, 2003 yılında, sahibi olduğu ÇEAŞ ve KEPEZ'e el konulmasının ardından Bursa'da düzenlediği bir mitingte, Başbakan Tayyip Erdoğan için “kalleş” ve “allahsız” ifadelerini kullanmıştı. Bu sert sözlerin ardından Erdoğan, Cem Uzan hakkında dava açmıştı. Yerel mahkemenin söz konusu konuşma için verdiği beraat kararını bugün de Yargıtay onadı. Yargıtay, Uzan'ın kullandığı ifadelerin hakaret unsuru taşımadığına karar verdi... (AA)

Tersinden benzer bir olay da İstanbul Üniversitesi'nde Prof. Dr. Veysel BATMAZ'ın başına geldi. Eski (Asil ve Vekil) Dekan Prof. Dr. Suat GEZGİN, Prof. BATMAZ'ı, kendisine Vistilef'de yazdığı bir yazıda "ceberut yönetim" dedi diye, Rektörlüğe şikâyet etti. Rektörlük de, BATMAZ'a, soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda, Prof. Dr. Veysel BATMAZ, eski Dekan Prof. Dr. Suat GEZGİN'e "ceberut yönetim" dedi diye "1 yıl kademe ilerlemesi durdurulması" cezası aldı. Bu cezaya Prof. BATMAZ, YÖK'te ve İstanbul 7. İdare Mahkemesinde, itirazda bulundu. Her iki itiraz süreci de devam ediyor.

Vistilef'in küçük bir araştırmasına göre, İstanbul Üniversitesi'nin Soruşturma Komisyonu profesörleri, Prof. BATMAZ'a ceza verirken bir şeyi atlamış bulunuyorlar: "Ceberut" demek, "Allah'a giden yolun 3. aşaması; aşırı kibir; Tanrı'nın yüceliği" demek. Herhalde "zorla, zor kullanmak" demek olan "cebren" kelimesi ile "ceberut", karıştırılmış bulunuyor. Hadi, mezkur kişiyi geçtik; Rektörlük husumet duyunca, sözlüğe bakmayı bile akıl edemiyor...

Konu ile görüşlerine başvurduğumuz Prof. BATMAZ, şunları söyledi:"son altı ayda bana, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün, eski Dekan Prof. Dr. Suat GEZGİN'in şikayeti üzerine, açtığı üç soruşturmadan biriydi bu. Bir tanesinde hakkımda "görevden uzaklaştırma" tedbiri uyguladılar, açıkça hukuka aykırı bularak mahkeme durdurdu. 200'e yakın öğrenci mağdur oldu. İkincisinde, yine "mezkur kişinin hakaret şikayeti" ile soruşturma açtılar hakkımda ama "kınama" cezasından başka bir ceza bulamadılar. Bunu da mahkemeye götüreceğim.


Ama en komiği bu, "ceberut'u" hakaret zannetmeleriydi. Ceberut, galat-ı meşhur olmuş bir söz. Ne bilsin beni şikâyet eden mezkur kişi!!!! Kutsallık içeriyor. Yani, ceberut yönetim, "kibirli, kutsal yönetim" demek. Cebrail, cebir, hep güzel sözler; ceberutun kök olarak benzerleri....

Kullandığım sözcükleri bilerek kullanırım. Ben hukuk ve diller bilen biriyim. Rektörlüğün başka işi herhalde yok, benimle uğraşıyor. Mahkemelerde her şey "hukuk" içine giriyor. "Hukuk" hak'kın çoğuludur... Başka bir şey yapmaya gerek yok, şimdilik... Mahkemeler gereken cevabı veriyorlar...

Benim en çok üzüldüğüm konu, hadi Rektörlük bilemedi, Soruşturma Komisyonu da bilemedi, peki koskoca Üniversite Yönetim Kurulu bu cezayı verirken, kimse yok muydu aralarında 'ceberut'un ne demek olduğunu bilen? Şaşırdım duğrusu..."

Vistilef, İletişim Fakültesi öğretim üyelerine haksız ve hukuksuz açılan soruşturmalardaki gelişmelerden, İletişim Fakültesi'ni haberdar etmeye devam edecek...

Hiç yorum yok: