REKTÖRLERE CEVAP, PROFESÖR KUZU’DAN:
Başörtüsüne “evet”, türbana “hayır” diyen, iktidar alanlarını türban üzerinden sürdürmeye çabalayan Rektörlere cevap, Profesör Alemdaroğlu’nun, profesör yaptığı, eski İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve AKP milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Profesör Burhan Kuzu’dan geldi: “REKTÖRLER AMUDA KALKMASIN !”
Aydın Doğan’ın Hürriyet varakı da Rektör Mesut Parlak’ı manşet yaptı. Bilindiği gibi AKP’yi kayıtsız şartsız destekleyen ve türban ile olan polemiği AKP üzerinden değil, MHP üzerinden yapmayı tercih eden Aydın Doğan’ın kızı TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ da türbanı “şeriata giden yol olarak” tanımlıyordu.
Rektör Profesör Mesut Parlak da, “başörtüsüne evet, türbana hayır” dediği son konuşmasında, “Kimse kendi heveslerini, kendi dar görüşlerini, din ile ilgisi olmayan kabullerini bu topluma kabul ettirmeye çalışmasın. Bizler, üniversite mensupları, bürokratlar, sanatçılar, işverenler, önerilen yolun ne denli karanlık olduğunu görenler, dinin ne olduğunu sizlerden mi öğreneceği.” diyerek öğretim üyeleri ile işverenleri ortak cephe içinde yorumlamıştı: http://www.istanbul.edu.tr/duyurular/duyuru_icerik.php?1089
Artık türban karşıtı cephe somutlaşmaya başlamıştır: TÜSİAD, Aydın Doğan, İşverenler, bürokratlar, sanatçılar ve Rektörler ve destekçileri öğretim üyeleri.
Üniversite içinde türbanı kayıtsız şartsız destekleyenler ve daha sonra türbanın ilkokuldan başlayarak kamu kuruluşlarına girmesini savunanlar ise AKP, MHP ve dinciler.
Bir de bu cephelerden ayrı olarak, üniversitede başı örtülü kızların, aynı görüşteki erkek öğrencilerle birlikte, kendi dinî görüşlerine aykırı Darwinci kuram ile, laik hukuk sistemi ile ve kadın erkek farklılığı içinde uygulanamayacak olan tıpçılık da dahil, aydınlanmacı bilimler öğreten bir üniversitede okumalarını destekleyen Vistilef gibi oluşumlar var. (Vistilef’in bu konudaki görüşlerini alttaki yazılardan öğrenebilirsiniz.)
Alemdaroğlu’nun profesör yaptığı Profesör Burhan Kuzu haklı: AMUDA KALKIP, BAŞÖRTÜSÜNE EVET, TÜRBANA HAYIR demek, iktidar alanlarını keyfi ve adeletsiz olarak kullanmaya tevesül etmek ve ettirmekle eş. Rektörlere duyurulur.
12 Mart/Eylül yasakları ile gelinen nokta bu. Yasaklara devam ederseniz, öğretim düzeyi düşük, meslekten başka bir şeye yetiştirmeyen, dar ve zorba kişiliklerle kısır kişilikler yaratan bir eğitim sistemini, kendi iktidar alanlarınızı savunmak amacıyla devam ettirirsiniz. Oysa türbanın üniversitedeki serbestliği, tüm yasakların kalkması için de önemli bir adımdır. Tıpçılar için hiç önemli olmayan akademik özgürlük ve yasaksızlık, diğer bilimleri için, Dil, Tarih ve Coğrafya için çok önemlidir.
AMUDA KALKIP DURMAYIN !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder