Osman Çakmakçı, Radikal Kitap Eki
Veysel Batmaz'ın derlediği 'Otoriteryen Kişilik', toplumsal cinnete gittiğimiz şu günlerde, bin yıldır içinde yaşadığımız otoriteyle ilişkimizi sorguluyor...:
Sizi bilmem ama ben ağzım açık şaşkınlıkla ve hatta dehşetle izliyorum. Sadece son yıllarda olan olayları da değil, çünkü bu olayların, toplumsal hezeyanın linç kültürüne evrildiği onyılları yaşayıp izledim.
Toplum büyük bir iştihayla kendinden geçmiş, linç etmek istiyor (TAYAD'lıları hatırlayın; Trabzon'daki, Eskişehir'deki olayları), Malatya'da çocuk yuvasında çocuklara reva görülen acımasız davranışları hatırlayın (ki o kadınlar bizim annelerimiz, kardeşlerimiz, her halleriyle, giyimleriyle kuşamlarıyla 'ortalama' insan profilimize uygundular). Peki nasıl oluyor da insan bir başkasının hayatına son verme ya da çocuklara eziyet etme raddesine geliyor? Kendi halinde halim selim insanlar bir de bakıyoruz ki canavarlaşıyorlar; beklenmedik ölçüde şiddete eğilimli oluyorlar. Araştırılmaya değer bu konu elbette ki sosyal psikoloji tarafından araştırılmış, araştırılmaya da devam ediyor. Frankfurt Okulu'nun önde gelen isimlerinden Adorno'nun pek ünlü Faşizm Skalası (F Skalası) içimizdeki otorite düşkünlüğünü, otoriteye eğilimimizi 'ölçmeye' yönelik bir araştırma yöntemi. Darbe anayasasını yüzde doksan iki gibi bir oranla onaylayan bir halkın mensubu olarak hepimizin içimizde besleyip büyütüp özenle yaşattığımız otoriter kişiliğin özelliklerini, niteliğini merak etme gibi bir hakkı var elbette. Böyle bir ihtiyaca karşılık Salyangoz Yayınları'ndan çıkan Otoriteryen Kişilik adlı kitap size yardımcı olabilir. Hele toplumsal bir cinnete doğru gittiğimiz bu günlerde (ki bu günlerin sonu gelmedi, gelmeyecekmiş gibi de görünüyor). İçimizdeki faşizmi kim nasıl besliyor, bu gibi soruların cevaplarını hiç olmazsa aramaya girişmede katkısı olabilir.
Güce tapanlar
Prof. Dr. Veysel Batmaz'ın derleyip yayına hazırladığı, bir de altmış sayfa kadar ("Adorno'nun Sarkacı" başlıklı) uzunca bir giriş yazdığı kitapta Nevitt Sanford, Stanley Milgram, Muzaffer Şerif ve Salomon Asch'ın dilimizde ilk kez yayımlanan beş makalesi yer alıyor. Bu makalelerin her biri konuya belli bir açıdan yaklaşıp belli oranda çözümler üretirken ülkemizde adı yalan yanlış bilinen çeşitli yöntemlerin ilk elden ifadesine de ulaşabiliyoruz. Kitabın incelediği otoriter kişilik, yani daha düz bir dille söylersek faşist kişilik, yine kitapta anlatılanlara göre evrensel bir nitelik taşımayabiliyor, yerel ve ulusal özellikler gösterebiliyor ve kökeninde aile içi eğitim olduğu kadar gündelik ilişkilerimizin matematiği de etkili oluyor. Kararlarımızı sandığımız gibi hiç kimseden etkilenmeden, kendi özgür irademize göre verdiğimizi sanmamız külliyen bir yanılsama, aksine "büyük bir oranla, toplumsallık içindeki karar ve normlarımızı başkalarına bakarak ve otorite zannettiğimiz ve çoğunluk olarak bize çeşitli baskılar kuran veya kurabilen kişilere göre veriyoruz." (s. 36)
Otoriter kişilik psikoanalitik bir kökene sahip olduğu kadar aynı zamanda sosyolojik anlık ve durumsal bir davranış. Dolayısıyla konuya birey bazında yaklaşılabildiği gibi toplumsal, ekonomik ve kültürel temelde de ele alınabiliyor. Zaten araştırma alanındaki tarih boyunca uygulanan yöntemler ve izlenen yollar bu iki ana çizgi üzerinde gidip geliyor. (Yazıyı yazarken nedense aklıma hep Elias Canetti'nin Kitle ve İktidar (Ayrıntı Yayınları) kitabı geliyor. Bu kitapla eşzamanlı olarak okuyabilirsiniz Canetti'nin kitabını.) Peki otoriter kişilik nasıl tanımlanıyor.
Bir de buna bakalım: "Hoşgörmezlik, otoriteye boyun eğme, milliyetçilik, kurallara körü körüne bağlanma, dogmatiklik, sevgi yerine kuvvet ilişkilerine değer verme, tutuculuk, ayırımcı önyargı ve etnosantrizm gibi özellikler" otoriter kişiliğin bileşenleri olarak sayılabilir. Yani otoriter (yetkeci) kişiliğin kökeninde ağırlıklı olarak hayali değerlere inanç yatıyor ya da değerlerin aşırı yüceltilmesi. Kısaca söylemek gerekirse, kitapta yer alan beş makale, otoriteryen (faşist veya yetkeci) kişilik yapısının bir kişilik örüntüsü olarak ve/veya grup içi baskı biçiminde nasıl ortaya çıktığını ve ne tür sonuçlara varabileceğini deneysel olarak ama evrensel açılımlar yaratarak anlatıyor. Aynı zamanda da klasikleşmiş metinler bunlar. Kulaktan dolma bildiğimiz ya da belki de hakkında hiç düşünmediğimiz ama düşünmemiz gereken bir konuda bizi aydınlatmayı deniyorlar. Tarihimiz boyunca, neredeyse bin yıldır iç içe yaşadığımız otoriteyle ilişki biçimimizi değerlendirmek ve otoriteye boyun eğenlerin aslında içlerinde otoriteye taptıklarını görmek istiyorsak kitap bire bir.
· OTORİTERYEN KİŞİLİK Derleyen: Veysel Batmaz, Salyangoz Yayınları, 2006, 208 sayfa 10 YTL. 26/05/2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder