YÖK YASASI TASLAĞI ÖNERİSİ ÜZERİNE
ÖNERİLER
23 Kasım 2012
Prof. Dr. Veysel BATMAZ
22 Kasım
2012 tarihinde Baltalimanı tesislerinde İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Yunus SÖYLET’in çağrısı ile yapılan ve Prof. Dr. Recep ÖZTÜRK tarafından
yönetilen yasa taslağı önerisi üzerine görüşmeye katıldım. O toplantıda yasanın
ilkeleri ve maddeleri hakkında sözlü olarak serd ettiğim görüşlerimi ve ifade
etmediğim bazı ek görüşlerimi yazılı olarak ilgililere sunuyorum. Umarım fuzuli
bir iş yapmıyorumdur.
6 Kasım
2012 tarihinde, YÖK’ün web sayfasına gönderdiğim aşağıdaki kısa ve temel
önerilerimin, YÖK sayfasında, iki kez uyarmama rağmen yayınlanmadığını da
toplantıda ifade etmiş bulunuyorum. Taslak önerisi ile ilgili temel yaklaşımım
budur:
Yasa Taslağı
Önerisi´nin Rektör atamasını düzenleyen 11(5)(ç)´de yer alan ´Cumhurbaşkanı´
terimi kaldırılmalıdır. Alternatif (5)´den de kaldırılmalıdır. Rektörü Kurul
hiç bir baskıya maruz kalmadan atamalıdır. Dekan´a 15(2)´de ´yöneticilik´
görevi verilmiştir, kaldırılmalıdır. Üniversiteyi Bölüm Başkanları ve Ana Bilim
Dalı Başkanları yönetir. Üniversitede, akademik yapıda amirlik/memurluk olmaz.
Bu nedenle 11(1)´de´en üst amir´ terimi kaldırılmalıdır. Bu maddede yer alan
´Yönetir´ kelimesi, ´kurul kararlarını uygular´ şeklinde değiştirilmelidir.
Madde 18 (1)´de, ´Bölümü Bölüm Başkanı yönetir´ ibaresi yer almalıdır. Madde
19´a da, ´Ana Bilim Dalını Başkan yönetir´ ibaresi yer almalıdır. Bu konularda,
2547 sayılı yasaya göre geri gidiş, yetki temerküzü ve tek adamlık ihdas etme
eğilimi var bu taslak önerisinde. Diğer eleştirilerim saklıdır. Prof. Dr.
Veysel Batmaz [Daha önce Vistilef'te yayınlanan özet]
Taslak önerisinin temerküzü, her
yönetim aşamasında tek adamlığı ve yetki aşımını kanunlaştırdığı toplantıda diğer
katılımcılar tarafından da ifade edilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle kanaatimce yasanın
“ilkeleri” düzenleyen maddelerinin aşağıdaki şekilde olması ve bütün diğer
maddelerin cümle cümle bu ilkeler uygun olarak yeniden kaleme alınması
gereklidir. Yasa önerisinin bu haline münhasıran ilettiğim bu yazılı görüşlerimin
sonunda, yasa taslağı önerisinden bağımsız olarak, nasıl bir üniversite yapısı
ve kuruluşunun Türkiye’nin geleceğini yapılandırabileceği ile ilgili önerilerimi
de ekleyeceğim.
Yasanın tüm maddelerinin cümle
cümle uymak zorunda olduğu ilkeler aşağıdaki gibi, ilgili maddeye (Madde 2) önem
sırasına göre yazılmalıdır:
Ademi merkeziyetçilik
Adiliyet (fırsat eşitliği)
Liyakat
Çoğulluk
Özgürlük
Özerklik
Hesap verilebilirlik
Şeffaflık
Çeşitlilik (farklılık)
Katılımcılık
Yarışmacılık
Bu ilkeler, aynı zamanda Anayasal
ilkelerdir ve kaynağını uluslararası hukuktan almaktadır.
YAZIM ÖNERİSİ : Madde 2-
Yükseköğretim, önem sırasına göre, kaynağını Anayasa’dan ve uluslararası
hukuktan alan, ademi merkeziyetçilik, adiliyet, liyakat, çoğulluk, özgürlük,
özerklik, hesap verilebilirlik, şeffaflık, çeşitlilik (farklılık), katılımcılık
ve yarışmacılık ilkelerine göre düzenlenir.
Bu ilkelere göre Yasanın birinci
Amaç ve Kapsam maddesi de şöyle yazılabilir:
YAZIM ÖNERİSİ : Madde 1-
Bu yasanın amacı ve kapsamı yükseköğretimle ilgili ikinci maddede yer
alan ilkelere göre, yükseköğretimle ilgili her türlü kuruluş, görev, yetki, hak,
öğretim, araştırma ve çalışma usulleri ve esaslarını düzenlemektir.
Bu amaç ve kapsam maddesi, bu
basitlikle, her işlevi kapsamaktadır ve amacın ikinci maddede yer alan ilkeleri
uygulamak olduğunu belirlemektedir. Daha uzun yazılmasına gerek yoktur.
Madde 3’te yer alan fıkralar,
KISALTMALAR ve TANIMLAR olarak ikiye ayrılmalı ve f, l, o fıkraları kısaltma,
diğerleri tanımlama olarak yer almalıdır. Eğer eklenecek hususlar varsa bu
kategorizasyona uyulmalıdır. Ayrıca, Ana Bilim, Ana Sanat ve Bilim ve Sanat
dalları da tanımlanmalıdır.
Üniversite Konseyi tüm
üniversitelere (Devlet, Vakıf, Özel, Yabancı) uygulanmalıdır (Madde 10) bu
şekilde, ilkelere göre şöyle kaleme alınmalıdır:
YAZIM ÖNERİSİ : Madde 10- (1) Üniversiteler, Üniversite Konseyi
tarafından yönetilir. Üniversite Konsey’i bu yasa içinde yer alan usul ve
esaslarına göre, üniversiteye Rektör, fakültelere Dekan, enstitü, merkez ve yüksek
okullara Müdür seçilmesi ve/veya atanmasını, öğretim ve araştırma planlaması ve
programlamasının genel ilkelerini, üniversitenin mali yapısının işleyişinin sağlanması
ve düzenlenmesini ve bu amaçla üniversite adına menkul veya gayri menkul alınıp
satılmasını ve şirket, ortak girişim ve temsilcilik kurulmasını, mezun ve/veya
öğrenci katkılarının ve ücretlerinin saptanmasını, birim yöneticilerinin veya
Rektör, Senato ve Yönetim Kurulu kararlarının bu yasanın ikinci maddesinde yer
alan ilkelere uygunluğunun denetlenmesini planlar, düzenler, karara bağlar ve
yerine getirir. Üniversitenin her türlü işleyişinde onay makamıdır. (2)
Üniversite Konsey’i, TYÖK tarafından seçilen en az lisans derecesi sahibi iki;
üniversitenin kadrolu öğretim üyelerinin seçeceği: (a) her biri ayrı fakülteden
üç profesör; (b) mezunları arasından Türkiye genelinde seçim zamanının bir
önceki yılında en çok gelir veya kurumlar vergisi ödeyen özel veya tüzel
kişilik temsilcilerinin arasından şahsen aday olan ilk beş kişiden iki olmak
üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Üyelerin görev süresi on (10) yıldır. Üyeler
bir daha seçilebilirler. İdari görevi bulunanlar görevlerinden çekilirler.
Boşalma halinde, aynı kontenjandan yeni üye seçilir. Üyeler, kendi aralarından
beş yıl süre ile Başkan seçerler.
GEÇİCİ MADDE 1: Bu yasanın geçerlilik tarihinde kurulu bulunan
yükseköğretim kurum ve kuruluşlarına ve üniversitelere, Madde 10’da yer alan ve
bu yasanın diğer ilgili hükümlerini yerine getirmek için bir yıl süre tanınır.
Yöneticilerinin süreleri bu yasanın geçerlilik tarihi itibariye bir yıl
uzatılır.
GEÇİCİ MADDE 2: Bu yasanın geçerlilik tarihinde görevde bulunan YÖK üç
ay içinde bu yasa hükümlerine geçişi hazırlamak göreviyle çalışır ve üç ay
sonra yerini TYÖK’e devreder. TYÖK seçimleri, bu yasanın geçerlilik tarihi
itibari ile iki ay içinde tamamlanır ve YÖK teşkilatı tüm birimleri ile bu yasa
hükümlerine göre TYÖK’e devredilir. TYÖK’e, YÖK üyeleri arasından seçim
yapılabilir. YÖK ve TYÖK, bu yasanın geçerlilik tarihi itibariyle ikinci ayın
bitimiyle üçüncü ayın bitimi arasında ortak çalışır. Ay takvim ayıdır.
Rektör ve dekanların “amir” olma
durumu kaldırılmalı ve sadece Rektör tek başına tüm üniversitenin “disiplin
amiri” olarak görevlendirilmelidir; Rektör üniversitenin ve Dekan ise
fakültenin “ita amiri” olarak görevlendirilmelidir. Mali işleyiş bakımından tüm
fakültelere torba bütçe verilmelidir. Torba bütçe Konsey tarafından verilir. Tüm
üniversitelerde rektör seçim aynılaştırılmalıdır. Rektör seçimi de Madde 11
(6)’daki gibi düzenlenmelidir. 2547 sayılı Yasanın 21. Maddesinde yer alan
“Bölüm Başkanı Bölümü yönetir” ibaresi aynen kalmalıdır (Madde 18). “Genel
Sekreterlik” kaldırılmalı, bütün daire başkanlıkları doğrudan Rektöre
bağlanmalıdır. Genel sekreterliğin şu anda yaptığı bazı işlevleri Üniversite
Konsey’i sekretaryası üstlenecek, diğerlerini ise Başkanlıklar rektöre sorumlu
ve hesap verebilir olarak kendi içlerinde yürüteceklerdir.
Madde 22’deki başlık değiştirilmeli
ve “Üniversite Şirketleri, Temsilcilikleri ve Ortak Girişimleri Kurulması ve
Yönetilmesi” şeklinde bütün bilim alanlarını kapsayacak hale getirilmeli,
üniversite hastaneleri de bu bağlamda örgütlenmelidir. Madde 23, bu madde ile,
önerdiğim başlık çerçevesinde birleştirilmelidir. Böylelikle, hekim
muayenehaneleri, hastanelerin tümü, hukuk büroları, psikolojik, teknik ve
iktisadi danışmanlık ofisleri, medya ve tanıtım kuruluşları, proje ofisleri ve
teknoloji şirketleri, vd. üniversite-sektör işbirliğini canlı ve yararlı olarak
oluşturabilir.
Madde 30 kaldırılmalıdır.
Madde 46’dan sonraki tüm
maddeler, döner sermaye dahil, TYÖK tarafından yönetmelik olarak, her
üniversite türüne göre ayrı ayrı düzenlenmelidir.
DOKUZUNCU bölümde düzenlenen
disiplin hükümleri, yöneticilere ayrı, öğretim üye ve yardımcılarına ayrı,
idari personele ayrı ayrı yönetmelikle düzenlenmelidir. Zaten idari personelin
657’ye tabi olanları için bu düzenleme 657’de yapılmıştır burada gerek yoktur.
2547’deki adıyla (33a)
kaldırılmalı ve tüm araştırma görevlileri yine 2547’deki haliyle, (50d)
yapılmalıdır.
Kalite denetlenmesinde ve unvan
verilmesinde yabancı hakem ve jüri üyeliği kabul edilmelidir.
Yüksek Teknoloji Enstitüleri,
Teknik Üniversite’ye dönüştürülmeli, ayrıca her üniversitede, Yüksek Teknoloji
Enstitüleri kurulmalıdır.
Bu yasada aynı zamanda, güzel
sanatlar ve konservatuarları kapsayacak AKADEMİ adı altında bir oluşum da
düşünülebilir.
Yasa taslağı önerisinde yer diğer
hükümler, yukarıdaki öneriler çerçevesinde değiştirilerek yeniden fakat
çoğunlukla aynen olduğu gibi yazılmalıdır.
Özetle, toplam 40 kadar maddelik
bir yasa hazırlanmalı ve yukarıda arz ettiğim tüm önerilerle, her türlü
üniversiteye uygulanmalıdır.
ÖZEL ÖNERİM:
Yükseköğrenimin tümüyle yeniden
yapılanması için kişisel önerim:
Her üniversite (devlet, özel, vakıf, yabancı) mezunları, öğretim üyeleri
ve öğrencilerinden oluşan Vakıflar tarafından yönetilmelidir. Bu yöntem, hem
mezunlar açısından, hem de öğretim üyeleri açısından birden fazla üniversite
vakfına üye olunabileceği şekliyle muazzam bir eşgüdüm ve sinerji yaratacaktır.
Bugün profesyonel spor (özellikle futbol) kulüpleri böyle yönetilmektedir.
Hatta, Galatasaray örneğinde olduğu gibi, spor kulüpleri ile okullar neredeyse
aynı Vakıf tarafından yönetilmektedir.
Yeni, özel ve yabancı veya vakıf üniversitesi kurmak için halihazırdaki
Vakıf üniversiteleri modeli, sadece üniversite içinde kullanılmak üzere kâr
amaçlı olarak kullanılmalıdır. Bu yeni üniversiteler, belli bir süre içinde
(örneğin, ilk on yıl sonrası) yukarıdaki şekliyle oluşmuş olan Vakıflara
devredilmelidir.
Üniversiteleri
Bölümlerden kurulu bir yapı haline getirmek gereklidir. Çünkü, Tıp ve Hukuk
hariç, ki oralarda da olabilir, hem Dünyada hem de Türkiye’de, diploma veren
de, öğrenci alan da, bölümlerdir (ya da “Okul=School” olarak adlandırılan,
fakültelerdir).
Prof. Dr. Veysel BATMAZ
23.11.2012
Bu görüşlerin ve önerilerin gönderildiği İ.Ü. Öğretim
Üyesi ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Recep ÖZTÜRK’e NOT: Bu
görüşlerimi ve önerilerimi http://www.vistilefblog.blogspot.com/ da
yayınlayacağım ve YÖK sayfasında yayınlanmasını istemiyorum. Toplam dört sayfadır.
ODTÜ Senatosu: ‘Yükseköğretim Kanun Taslağı mevcut yasanın bile gerisinde’
ODTÜ Senatosu “Yükseköğretim Kanun Taslağı” hakkında yaptığı değerlendirmede taslağın hayal kırıklığı yarattığını ve mevcut yasanın yasanın bile gerisinde bir anlayış getirmekte olduğu belirtildi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Senatosu YÖK tarafından hazırlanan “Yükseköğretim Kanun Taslağı” hakkında görüş bildirdi. Taslak hakkında yapılan değerlendirmede, hayal kırıklığı vurgusu yapıldı. Üniversiteleri temsil eden kurumların yetkilerinin elinden alındığının belirtildiği değerlendirmede, taslağa yansıyan temel yaklaşım ve ruh değişmesi gerektiği kaydedildi.
“Taslak hayal kırıklığı yarattı”
Yapılan değerlendirmede yürürlükteki 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, geçen 30 yılı aşkın süre içinde yapılan pek çok değişikliğe rağmen 12 Eylül döneminin üniversitelere bakış açısını taşımaya devam etmekte olduğunu ve YÖK’ün hazırladığı taslağın eski kanunun merkeziyetçi ruhundan ve baskıcı felsefesinden kaynaklanan olumsuzluk ve yetersizlikleri gidermekte hayal kırıklığı yarattığı belirtildi.
Yapılan değerlendirmede yürürlükteki 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, geçen 30 yılı aşkın süre içinde yapılan pek çok değişikliğe rağmen 12 Eylül döneminin üniversitelere bakış açısını taşımaya devam etmekte olduğunu ve YÖK’ün hazırladığı taslağın eski kanunun merkeziyetçi ruhundan ve baskıcı felsefesinden kaynaklanan olumsuzluk ve yetersizlikleri gidermekte hayal kırıklığı yarattığı belirtildi.
Değerlendirmede taslağın, üniversite özerkliğini tamamıyla kısıtlayan bir yükseköğretim sistemi getirmeye aday olduğu ve taslakta YÖK’ün yerini alması önerilen Türkiye Yükseköğretim Kurulu’nun (TYK) özerklikleri büsbütün daraltacak yetki ve görevlerle donatıldığı belirtildi.
“Üniversiteleri temsil eden yetkili hiç bir kuruluşun kalmayacak”
Yeni üst kuruluşun yetkilerini devretmediği gibi, mevcut Üniversitelerarası Kurul’un (ÜAK) bütün görevlerini üzerine almakta ve bağımsız olması gereken yükseköğretim kalite kurumunu da kendi bünyesinde oluşturmakta olduğunun belirtildiği değerlendirmede ÜAK’nın da kaldırılmasıyla üniversiteleri temsil eden yetkili hiç bir kuruluşun kalmadığı sistemde, doçentlik sınavları gibi akademik konuların bile doğrudan TYK tarafından düzenleneceği belirtildi.
Yeni üst kuruluşun yetkilerini devretmediği gibi, mevcut Üniversitelerarası Kurul’un (ÜAK) bütün görevlerini üzerine almakta ve bağımsız olması gereken yükseköğretim kalite kurumunu da kendi bünyesinde oluşturmakta olduğunun belirtildiği değerlendirmede ÜAK’nın da kaldırılmasıyla üniversiteleri temsil eden yetkili hiç bir kuruluşun kalmadığı sistemde, doçentlik sınavları gibi akademik konuların bile doğrudan TYK tarafından düzenleneceği belirtildi.
Değerlendirmede taslağın 2. maddesinde belirtilen devlet üniversitelerinin çeşitliliğinin ise, sözde kalmakta olduğu ve “farklı eğitim, araştırma ve hizmet misyonlarına sahip devlet yükseköğretim kurumlarının misyonlarına uygun şekilde yapılanmalarının güvence altına alınması gerekirken, yasa taslağında düzenlenen en belirgin çeşitlilik boyutu olarak ‘özel’ yükseköğretim kurumları getirilmekte olduğu” ifade edildi.
“Taslak mevcut yasanın bile gerisinde”
Yapılan genel değerlendirme sonucunda taslağın 2547 sayılı yasanın olumsuzluklarının ve yetersizliklerinin bile gerisinde kalan merkeziyetçi bir anlayış getirmekte olduğu vurgulandı. Taslağın iyileştirilmesi için öncelikle 2547 sayılı yasanın ruhunu ve lafzını koruyan yaklaşım terkedilmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada taslağa yansıyan temel yaklaşım ve ruh değişmeden maddelerin tartışılmasının bir anlam taşımayacağı belirtildi.
Yapılan genel değerlendirme sonucunda taslağın 2547 sayılı yasanın olumsuzluklarının ve yetersizliklerinin bile gerisinde kalan merkeziyetçi bir anlayış getirmekte olduğu vurgulandı. Taslağın iyileştirilmesi için öncelikle 2547 sayılı yasanın ruhunu ve lafzını koruyan yaklaşım terkedilmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada taslağa yansıyan temel yaklaşım ve ruh değişmeden maddelerin tartışılmasının bir anlam taşımayacağı belirtildi.