Bu linki
açtığınızda karşınıza İstanbul Üniversitesi Rektörü Başdanışmanı Prof. Dr. Faik
Çelik’in, cerrahlıktan ve son iki yıldır İstanbul Üniversitesi’ndeki
başdanışman yöneticilikten uzaklaşarak yeni bir mesleksel bunalıma girdiğini
ikrar eden güzel ve faydalı, zannediyoruz 2010 yılında yazılmış bir yazısı var. Yani, başdanışmanlığa başladıktan biraz sonra yazılmış. Rektör Başdanışmanı diyor ki, “şimdiki
aklım olsaydı, ne profesör olurdum, ne de cerrah, ne de üniversitede yönetici.”
Peki ne olurmuş?:
“Ben bu soruyu kendime sordum, ve yapabileceklerim sonucunda
üç meslekte karar kıldım. Bu üç mesleğin de ortak yönleri,
sorumlulukları, dolayısıyla riskleri yok, ucunda mahkemeye düşmek, tazminat
ödemek, şiddete uğramak yok, zevk ve sefanIn sınırını belirleme elinizde,
kazançlarI azımsanmayacak miktarda, dünya nimetleri size sunuluyor, siz bu
nimetlerin peşinde koşmuyorsunuz.
Popüler
ve medyatik oluyorsunuz, herkes sizin için paralanIyor, adeta yaratıyor, gece
yattığınızda yastığa baş koyar koymaz uyuyorsunuz. Nöbeti yok, sıcak veya soğuktan
etkilenmek, yorgun düşmek söz konusu değil. Emekliyken de aktif meslek hayatınızı
sürdürebiliyorsunuz.
Beyninizi çok zorlamanız da gerekmiyor, fiziksel güç gerektirmeyen masa başı işler. Mide fesatına uğramak dışında meslek hastalIğI veya iş kazası görülmüyor. Benim meslek seçimimdeki sıralamam şöyle:
1. Gazete veya televizyonda “futbol yorumculuğu ve yazarlığı”.
2. Bir gazete veya dergi adına “gurme” olarak görev yapmak.
3. Sağlıklı yaşam ve beslenme konusunda “köşe veya kitap yazarlığı”.
Meslek seçiminizde başarıIar dilerim.”
Biz de sana iyi
seçimler diliyoruz, ne de olsa yaşın genç. Ama sormadan da edemiyoruz: Madem bu
kadar bıkkınsın, ne işin var be Hocam o zaman İstanbul Üniversitesi
başdanışmanlığında? Seni çok mu arayıp buldular? Böyle kafa karışıklığı ile
nasıl koskoca üniversitede danışmanlık yapıyorsun? Peki, son bir soru sana:
medyayı biliyor musun? T/ürk Medyasını? Medya başlı başına bir şiddet farkında
değil misin? Televizyonda “orta-ya” çıkan hödükler ve enkıromenler, bu ülkede
ne kadar dangalaklık varsa onu temsil etmiyorlar mı? Gazetelerdekiler keza. Sen
nasıl olur da, koskoca üniversitede yüzlerce mesleği öğretmek ve öğrenmek işi
olanlara bu hödüklükleri tavsiye edersin? Cerrahlık varken, en yararsız
meslekleri nasıl tavsiye edersin? Üstelik bu mesleklerin nasıl doğru yapılabileceğini de belirtmeden, şu anda Türkiye'deki medyada yapıldıkları gibi. Danışmanlık yaptığın işte de böyle misin yoksa? Yoksa
kara mizah mı yapıyorsun? Mevkin ve konumun mizahçılığa el verir mi? Çünkü seninle
çalıştığını söyleyen Miyase Gül Tanrıverdi hanım (8.8.2011 tarihli) yorumunda, bu yazında “doğruları”
yazdığını söylemiş. O da mı kara mizah yapmış? Geç gördük bu yazını ama pir
gördük. Sana her iki diyarda da saadetler diliyoruz. Danışmanlığı bilmediğin
konularda konuşmak diye algılıyorsan, tavsiye ettiğin seçeceğin meslekler tam
sana göre.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder