29 Ekim 1923’de ilk Cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal seçildi.
Cumhuriyet’i kuru kuru kutlamaktansa, "laikçi-düzanbaz-Atatürkçülerin" hiç işine gelmeyecek bir konuyu, 27 Şubat 1923’de toplanan Gizli Celse'de, Lozan Antlaşmasının BMM’de tartışılması sırasında Mustafa Kemal’in kuracağı Cumhuriyet’in (Misak-ı Milli olarak adlandırılan) sınırlarının ne olacağına ilişkin sözlerini anımsayalım, bugünlerin anlamını kavramak için.
Mustafa Kemal (Ankara Milletvekili), açık açık, Misak-ı Milli'nin yazarı Sırrı Bey'e (İzmit Milletevekili), "keşke yazmayaydınız, başımıza çok bela koydunuz" diyor.
Alttaki metin Gizli Celse Zabıtlarının TBMM baskısından alınmıştır. Aynı zabıtların 1999 İş Bankası Yayınları baskısında bu celse sansürlenmiştir (Ayrıntısı için: Veysel Batmaz, Kıbrıs’ı Verelim, Musul’u Alalım, Salyangoz Yay., 2008, s: 145-147 ve 148; dipnotlar: 129-130 ve ss: 443-447).
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara) - ... Arkadaşlar mevzubahis olunan mesele cidden mühim ve naziktir. Bu meseleyi asabiyetle görüşmek gayri caizdir. Onun için bütün arkadaşlarimi sukuta davet etmek cüretinde bulunacağım. ...Hepinizin bildigi gibi milli gayemizi gerçekleştirebilmek için bir çok yollara başvurulmuştur son üç dört sene içinde. Fakat hiç birinden sonuç alınamamıştır. ... Millet ve milletin öz evladi ordu sonunda bu sonuca ulaştı. ... Bugün burada yapacağımız şey bir projenin ayrıntılarını görüşmek değil, müzakereci heyetin tek başına karar veremeyeceği bir iki noktaya karar vermektir. Karar verdikten sonra bu konuların teferruatı üzerinde heyetinizi işgal etmeye gerek yoktur. ... O karar da arazi meselesinden bazı ılımlı şekilleri kabul etmek ve bazılarını tamamen dışarı atarak geri kalanı imzalayarak sulha dahil olmaktır. ... Birincisi Karaağaç'tan şimdiden sarfı nazar etmek, İkincisi Musul meselesinin hallini bir sene zarfında Türkiye ile İngilizlerin karşı karşıya geçerek intaç etmesine talik etmektir. En mühim mesele olarak bu geliyor. ... Diğer meseleler kabul edilebilecek içeriktedir. Bu iki mesele dışarıda bırakıldıktan sonra diğer maddeler kabul gördükten sonra vereceğimiz karar Karaağaç'dan şimdilik sarfınazar edeceğimizi ifade etmek ve Musul meselesinin bir sene sonra çözümüne onay vermek. Buna onay verdiğimizde zarar mı vardır ? Kural olarak şimdilik yarar mı vardır ? Buna onay vermezsek ne yapmamız gerekecektir? Bunu görüşüp karar verirsek günün işini bitirmiş olacağız. ... Bu gün sağduyu ile hepimiz anlayabiliriz ki MUSULU VERMEMEKTE ISRAR EDERSEK MUHAREBEYE DAHİL OLURUZ. Dolayısıyla, Musul meselesini bir seneye kadar hal etmek üzere sulha geçmek veya muharebe etmek mümkün müdür, kabil midir, yararlımıdır?... Fakat çok gerekli görürseniz şu Musul meselesini bugünden müspet veya menfi çözebiliriz. ... Bazı arkadaşlarımızın en övündükleri söylemi MİSAKI MİLLİ oluyor. Görüşmeciler, Misakı Milliyeyi mahvetmiş, Heyeti Vekile Misakı milliyi feda etmiş. ... Ben de diyorum ki Sırrı bey Misakı Millinin ne olduğunu anlamamıştır. Misakı Millinin ne olduğunu önce anlamalı ondan sonra mütecavizlerin kimler olduğunu meydana koymalı.
Efendiler, arazi meselesi ve hudut meselesi Misakı Millinin hepinizin bildiği gibi birinci maddesinin kapsamındadır. Misakı milli şu hat bu hat diye hiçbir vakit hudut çizmemiştir. O HUDUDU ÇİZEN ŞEY MİLLETİN MENFAATİ VE BÜYÜK MECLİSİN VERECEĞİ KARARDIR. Yoksa haritası mevcut bir hudut yoktur. Bu nedenle ne yapılmış işlerde, ne yapılacak işlerde böyle bir taarruz olmamıştır. Bilakis riayet edilmiştir. Musul için muharebeye girmemek ve bir sene sonrasına ertelemek ondan vazgeçmek değildir. Kuvvetli olduğumuz bir zaman erteleriz. Fakat bugün Musul meselesini halletmek istediğiniz zaman karşınıza yalnız İngiliz değil, Fransız, İtalyan, Japon ve bütün dünyanın düşmanları çıkar. ...Musul meselesini bugünden nasıl çözeceğiz ? Ordumuzu yürüteceğiz bu gün alacağız dersem, bu mümkündür. Musul'u gayet kolaylıkla alabiliriz. Fakat Musul'u almamızın ardından savaşın hemen sona ereceğine inanabilir misiniz ? Şüphesiz orada bir harb cephesi açmış olacağız. ...
MUSTAFA KEMAL PAŞA (Ankara) - ... Arkadaşlar mevzubahis olunan mesele cidden mühim ve naziktir. Bu meseleyi asabiyetle görüşmek gayri caizdir. Onun için bütün arkadaşlarimi sukuta davet etmek cüretinde bulunacağım. ...Hepinizin bildigi gibi milli gayemizi gerçekleştirebilmek için bir çok yollara başvurulmuştur son üç dört sene içinde. Fakat hiç birinden sonuç alınamamıştır. ... Millet ve milletin öz evladi ordu sonunda bu sonuca ulaştı. ... Bugün burada yapacağımız şey bir projenin ayrıntılarını görüşmek değil, müzakereci heyetin tek başına karar veremeyeceği bir iki noktaya karar vermektir. Karar verdikten sonra bu konuların teferruatı üzerinde heyetinizi işgal etmeye gerek yoktur. ... O karar da arazi meselesinden bazı ılımlı şekilleri kabul etmek ve bazılarını tamamen dışarı atarak geri kalanı imzalayarak sulha dahil olmaktır. ... Birincisi Karaağaç'tan şimdiden sarfı nazar etmek, İkincisi Musul meselesinin hallini bir sene zarfında Türkiye ile İngilizlerin karşı karşıya geçerek intaç etmesine talik etmektir. En mühim mesele olarak bu geliyor. ... Diğer meseleler kabul edilebilecek içeriktedir. Bu iki mesele dışarıda bırakıldıktan sonra diğer maddeler kabul gördükten sonra vereceğimiz karar Karaağaç'dan şimdilik sarfınazar edeceğimizi ifade etmek ve Musul meselesinin bir sene sonra çözümüne onay vermek. Buna onay verdiğimizde zarar mı vardır ? Kural olarak şimdilik yarar mı vardır ? Buna onay vermezsek ne yapmamız gerekecektir? Bunu görüşüp karar verirsek günün işini bitirmiş olacağız. ... Bu gün sağduyu ile hepimiz anlayabiliriz ki MUSULU VERMEMEKTE ISRAR EDERSEK MUHAREBEYE DAHİL OLURUZ. Dolayısıyla, Musul meselesini bir seneye kadar hal etmek üzere sulha geçmek veya muharebe etmek mümkün müdür, kabil midir, yararlımıdır?... Fakat çok gerekli görürseniz şu Musul meselesini bugünden müspet veya menfi çözebiliriz. ... Bazı arkadaşlarımızın en övündükleri söylemi MİSAKI MİLLİ oluyor. Görüşmeciler, Misakı Milliyeyi mahvetmiş, Heyeti Vekile Misakı milliyi feda etmiş. ... Ben de diyorum ki Sırrı bey Misakı Millinin ne olduğunu anlamamıştır. Misakı Millinin ne olduğunu önce anlamalı ondan sonra mütecavizlerin kimler olduğunu meydana koymalı.
Efendiler, arazi meselesi ve hudut meselesi Misakı Millinin hepinizin bildiği gibi birinci maddesinin kapsamındadır. Misakı milli şu hat bu hat diye hiçbir vakit hudut çizmemiştir. O HUDUDU ÇİZEN ŞEY MİLLETİN MENFAATİ VE BÜYÜK MECLİSİN VERECEĞİ KARARDIR. Yoksa haritası mevcut bir hudut yoktur. Bu nedenle ne yapılmış işlerde, ne yapılacak işlerde böyle bir taarruz olmamıştır. Bilakis riayet edilmiştir. Musul için muharebeye girmemek ve bir sene sonrasına ertelemek ondan vazgeçmek değildir. Kuvvetli olduğumuz bir zaman erteleriz. Fakat bugün Musul meselesini halletmek istediğiniz zaman karşınıza yalnız İngiliz değil, Fransız, İtalyan, Japon ve bütün dünyanın düşmanları çıkar. ...Musul meselesini bugünden nasıl çözeceğiz ? Ordumuzu yürüteceğiz bu gün alacağız dersem, bu mümkündür. Musul'u gayet kolaylıkla alabiliriz. Fakat Musul'u almamızın ardından savaşın hemen sona ereceğine inanabilir misiniz ? Şüphesiz orada bir harb cephesi açmış olacağız. ...
SIRRI BEY (İzmit)- Paşa Hazretleri çok teşekkür ederim ki sözlerimi şayanı müdafaa buyurdunuz, anlamadığımı söylediniz. Misakı Millinin bendeniz [yazanlarından] mingayri haddin muharrirlerinden biriydim.
MUSTAFA KEMAL PAŞA (devamla)- Keşke yazmaya idiniz. Başımıza çok bela koydunuz. Yani bugün kat'iyeti ihlal eder sözlerden başka bir şey yapmadınız.
Oturum kapanır.
(Kaynak: TBMM Gizli Celse Zabıtları, 3. Cilt, 6 Mart1922-27 Şubat 1923, TBMM Basımevi, Ankara, 1980, s: 1318-1319)
Oturum kapanır.
(Kaynak: TBMM Gizli Celse Zabıtları, 3. Cilt, 6 Mart1922-27 Şubat 1923, TBMM Basımevi, Ankara, 1980, s: 1318-1319)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder