Add to Flipboard Magazine.

31 Aralık 2005

YENİ YILINIZ HUKUKLU OLSUN !

İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI:

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
İLETİŞİM FAKÜLTESİ’NİN
2005 YILI DEĞERLENDİRMESİ


2006’ya girerken, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi zorlu ama huzurlu bir yılı geride bırakıyor. Kestirmeden söylersek, İletişim Fakültesi Dekanlığının 2005 yılındaki tüm icraatları iflas etmiştir ve 2006’nın başında, Dekanın yapacağı en huzur dolu, yapıcı ve hayırlı iş istifa etmektir.

Bildiğiniz gibi ama tekrarında yüksek miktarda fayda var, süreç, eski Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun hukuksuz olduğunu ileri süren YÖK kararının, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylandığı 23 Eylül 2004 günü başladı. 17 Ocak 2005 tarihinde ise, Rektörlük seçimleri sonucunda Prof. Dr. Mesut Parlak Rektörlük görevine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından atandı. Bu iki başlangıç noktası, İletişim Fakültesi’nde, eski Dekan Prof. Dr. Nükhet Güz’ün ayrılması ile beş yıl önce başlayan hukuksuzlukların da sonu oldu. Bu beş yıl süre boyunca, Fakültemizde başta Prof. Dr. Veysel Batmaz, Prof. Dr. Nurdoğan Rigel, Prof. Dr. Edibe Sözen’in gizli açık destekleri ile Dekanlık görevini yürüten Prof. Dr. Suat Gezgin, 2002 yılının Mayıs ayından itibaren, misli görülmemiş hukuksuz davranışlar sergilemeye başladı. Anabilimdallarının tümü Dekan’ın yazdığı hiç bir bilimselliğe sığmayan gerekçe ile tümden kaldırıldı. Maksat, bilimsel çalışmalarda “bürokrasiyi” kaldırmak veya iddia edildiği gibi doçentlik için kolaylık değil, ceberrut yönetimi ihdas etmekti. Daha sonra, anlamı olmayan, usulen ve hukuken sakat, hukuku çiğneyen davranışlar, zaman zaman terbiyesizlik boyutlarına vardı. Serdar Taşçı’nın başına gelenler; keyfi olarak Hikmet Kırık’ın üzerine gidilmesi ve ona doktora danışmanlıklarının verilmemesi; Veysel Batmaz’ın akla hafsalaya sığmayan bir biçimde “ders yapmadığının, okula gelmediğinin, mesai saatlerine uymadığının” hem zamanın Rektörü Alemdaroğlu, hem de Dekan Suat Gezgin tarafından günlük geyik muabbeti niteliğinde ileri sürülmesi ve daha da önemlisi, müfretad programının sektörel olarak düzeltilmesi gerekirken, arkadaşsal; ahbap-çavuşsal tarzda, ilgisiz bir yığın sektörel “star”a ders verilmesi şekline dönüştürülmesi süreci yaşandı. Bölümlerin başkanlıkları, bir alavere dalavere ile Dekan’ın uhdesine Dekan’ın kendisi tarafından toplandı. Kişsel husumetin boyutları giderek artınca ve Fakülte artık Dekanın “babasının çiftliği” görünümüne bürününce, gerekli yasal müdahaleler ortaya çıktı. İlkönce Vekil Rektör Prof. Dr. Tankut Centel, Dekan’ın hukuksuzluklarına dur dedi. Sonra, Veysel Batmaz, Bölüm Başkanlığı için Mahkemeye gitti. Serdar Taşçı ise kendine yapılan husumetli davranışlara gereken olgunlukta ve bir bilim adamının vakarı ve sertliği ile cevaplar verdi. Serdar Taşçı’ya “Vistilef Elektronik Posta Grubunda” yayınladığı bilimsel eleştiriler nedeniyle, Dekan mesnetsiz hakaret davası açtı. Hikmet Kırık doçentlikteki karşılaştığı adaletsizliği Mahkemeye taşıdı. Celalettin Aktaş, birden fazla idarede keyfilik ve haksız işlem için Mahkemeye gitti. Ardından Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak, çeşitli konuşmalarında, “İletişim Fakültesi’ndeki akademik yapılanmaya karışmayacağını” ilan ederek, demokrat ve bilimsel bir yönetim tarzının somut karinelerini ortaya koydu. Bu arada, eski açılan davalar da bir bir sonuçlanmaya başladı. Barış Çoban Mahkeme kararı ile okula döndü (şu anda Beykent Üniversitesi’nde); Birsen Altıner, görevden azledilmesi davasını kazanarak okula geri geldi. Mustafa Mutlu’nun davası sürüyor. Bu arada, Veysel Batmaz’ın, Bölümlerin ve Anabilimdallarının yeniden kurulması görüşü, Rektörlükçe de benimsenerek, Dekan’a gerekli talimatlar verildi. (Batmaz’ın davası sürüyor; Batmaz, Bölüm Başkanlığı’na atanmasına rağmen davasından vazgeçmeyeceğini Vistilef’e açıkladı; hâttâ, yeni davalar açma hazırlığı içinde olduğunu, YÖK Denetleme Kurulu’nun İletişim Fakültesi’nde yapmaya çalıştığı denetlemeden bir sonuç alınamayacağını, Rektörlüğün de akademik yapılanmaya karışmayacağının açıklanmış olması nedeniyle ancak Mahkemeler yolu ile Fakülteye hukukun geleceğini söylüyor... Gazetecilik Bölüm Başkanlığının da hâlâ Dekan’da olmasının da, yasaya aykırı bir hukusuzluk olduğunu belirtiyor...)
Bu arada, geçtiğimiz beş yıl içinde, “İletişim’de 2005 atılımı”nı belirleyen başka hukusuzluklar da ortaya çıktı: Anlaşıldı ki, 2004 yılının sonuna kadar, İletişim Fakültesi’nin Senato’da yasanın amir hükmü gereğince seçilmiş bir Senatörü yoktu. Bu da, bazı idari hukuk profesörlerine göre, beş yıldır İstanbul Üniversitesi Senatosu’nu aldığı tüm kararların hukuken “yok hükmünde” olduğunu gösteriyordu. Ayrıca, anabilimdallarının 2002 Mayıs’ından sonra tümüyle kaldırılmış olması sonucunda, 2002 yılından sonra Fakülte kadrolarına alınan Öğretim Elemanlarının, kadroya alınmalarının “yok hükmünde” olduğu sözkonusu olmaktaydı.
İşte 2005 yılına, bu idari ve bilimsel savsaklamalarla gelindi ve 2005 yılı bir RESTORASYON sürecinin başlangıcı oldu. Biz buna, İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI diyoruz. Restorasyon devam ediyor ve asıl başlangıç noktasına Dekan’ın istifası sonucunda ulaşılacak. Bu konuda tüm Fakülte Yönetim Kurulu’nu, Vistilefçiler olarak göreve çağırıyoruz.
2005 yılının son ayında ise aslında son beş yılın tüm hukuksuzluklarını bir kez daha hangi sallapatiliklerle, hangi karakuşiliklerle, hangi keyfi ceberutçuluklarla oluştuğu hakkında bir fikir veren iki küçük ama önemli olay da oldu.
İletim gazetesinin çıkartılması ve Web sayfaları için üç yıldır angarya şeklinde çalıştırılan; son bir yıldır da Mediko-Sosyal’den öğrenci bursu niteliğinde 100 YTL’lik bir aylıkla, hukuki statüsü meşkuk şekilde çalışan Süleyman Türkoğlu arkadaşımızın, Yönetim Kurulu’nda, Veysel Batmaz’ın “gerekçeli kararla, Araştırma Görevlisi kadrosuna alalım, yoksa Rektörlük red eder” uyarısını yerine getirmeyen Dekanlığın vurdumduymazlığı ile kadroya atanması Rektörlükçe uygun bulunmadı. Bu üzücü durumun yaratılmasında Dekan’ın bizzat kusuru vardır. Aynı şekilde, ikinci olay da Ahmet Kadri Kurşun’un doktoraya alınmasında yaşanmıştır. Askere celp edildiği tarihte yapılan bu işlem de hukuksuzdur ve Kurşun’a ilerdeki mesleki hayatında güçlük çıkartacaktır.

Dakan’ın hukuka uymamasının cezasını, meslekte ilk basamakları çıkanlar yaşamaktadırlar. Bu konuda Rektörlüğün de işe elkoyması, akademik yapılanmaya karışmadan, Fakülteyi hukuksallığa oturtması gerekmektedir. Burada saymadığımız; ayrıca, YÖK Denetleme Kurulu’nun da pek bulamayacağı daha başka hukuksuzluklar da Fakültemiz’de mevcuttur ve bu durumun kimseyi mağdur etmeden düze çıkartılması ve hukuka kavuşturulması gerekmektedir.

2005 yılı, epey zorlu ama yapıcı ve huzurlu geçti. Dekanlık artık Yasanın kendine hangi yetkiler ve görevler verdiğini öğrendi. Henüz uygulayamayor ama ya uygulayacak, ya da istifa edecek.
Bu arada komik şeyler de olmadı değil 2005’te:

Fakültemiz TSE-ISO-9000 kalite belgesi aldı. Bu belgenin nasıl alındığı hiç önemli değil; neye yaradığı ve neye yarayacağı da gülünüp geçilecek türden bir şey. Fakülteye bakanlar bu belgenin tam bir şaka olduğunun farkındalar. Ancak çok önemli bir olgu var ki, gülünç ama gülünüp geçilecek cinsten değil: Fakültemiz profesörlerinden Veysel Batmaz, BSI’dan ISO-9000 denetçisi. O bile bu sürecin farkına varmadı ve ona hiç kimse haber bile vermedi. Oysa, ISO-9000’in en önemli koşulu, kuruluşta bulunan en küçük görevliden en yüksek görevliye kadar herkesin, kalite belgesi alınan süreçten haberdar olması.

İkinci komiklik de şiltleşme ve özürdileme kutlaması olan 55. YIL kutlaması idi. Aslında, geçen beş yılın hiç yaşanmamış olması nedeniyle; çünkü söylediğimiz gibi her şey hukuken “yok hükmünde”, bu aslında Fakültemizin 50. kuruluş yılı olarak kutlanabilirdi. Ama fırsat kaçtı...

En önemli konuyu sona bıraktık, bu konu daha sonra ele de alınacak Vistilef tarafından: Fakültenin varlık nedeni olan öğrenciler Fakültenin ders programlarından; hocaların kendilerine olan yaklaşımlarından ve Fakülte’nin mimari yapısı ile depreme dayanıksızlığından şikayetçidirler. Restorasyon asıl öğrencilerimiz için önemlidir. Bunun için bazı Bölümlerin kolları sıvamış durumda olduğu Vistilef editörleri tarafından görülmektedir.

İLETİŞİMDE 2005 ATILIMININ 2006 RESTORASYONUNA dönüştürülmesi için Vistilef, bilimsel, hukuksal ve kamusal olarak göreve hazırdır.

Herkese hukuk dolu yeni bir yıl diliyoruz. İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI, 2006’da da sürecek...

Güzel bir İLETİŞİMSEL EYLEM, GÜZEL BİR FAKÜLTE OLUŞTURACAK. FAKÜLTE “BECERİ” DEMEKTİR.

Vistilef Editörler Grubu

Hiç yorum yok: