Add to Flipboard Magazine.

17 Şubat 2006

ANABİLİM DALLARI NEREDE?


KEYFÎLİK ve HUKUKSUZLUK HAD SAFHADA...

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin her Bölümünde var olan Anabilim Dalları, İstanbul Üniversitesi Senatosunun 16.05.2002 Tarihli, 7. Toplantısında Alınan Kararla tümüyle ve toptan kaldırılmıştır.

Bir idari işlem ve eylem yaratan, “İletişim Fakültesi bünyesindeki Anabilim Dallarının kapatılması, oybirliği ile kabul edilmiştir” yönündeki karar, İletişim Fakültesi Senatörü’nün seçilmemiş olduğu ve dolayısıyla Senato kararlarının “yok hükmünde” bulunduğu bir dönemde alınmış olmasının yanısıra, 2547 sayılı Yasa’nın bir çok maddesini de ihlal eder niteliktedir.

Bu konuda 2004 yılından bu yana Rektörlüğe ve Dekanlığa yaptığımız müracaatlarla, Anabilim Dallarının yeniden kurulması gündeme gelmiş ve Fakülte Yönetim Kurulu’nda ilk tartışıldığı biçimiyle Prof. Dr. Veysel Batmaz’ın “yasal Bölüm Başkanları atanmadan Anabilim Dalları kurulamaz” yönündeki şerhi ile reddedilmiş, sonradan Gazetecilik hariç, diğer Bölüm Başkanları atanınca Ana Bilim Dalları Bölümlerce Yönetim Kurulu’na sunulmuş ve kabul edilerek Rektörlüğe “gönderildiği” ilan edilmiştir. Anabilim Dallarının yeniden açılması ile ilgili teklifin Rektörlüğe gönderilip gönderilmediğini bilmiyoruz. Ancak şu gerçektir ki, Fakülte hukukî zaafiyetlerinin en temeli olan Anabilim Dallarının olmaması, 16.05.2002 tarihinden bu yana, okulda verilen derslerin, alınan akademik elemanların, müfredat değişimlerinin hepsini hukukî olarak “sakat” yapmaktadır. Çünkü 2547 sayılı Yasa, bir Fakültedeki eğitim ve öğretimin Bölümler vasıtasıyla Anabilim Dalları tarafından yapılacağını “amir hüküm” haline getirmektedir. Anabilim Dalı olmayan bir Fakültenin yaptığı tüm eğitim ve öğretim etkinlikleri Yasaya aykırı ve keyfî hale dönüşmektedir. Fakülte’de keyfilik had safhadadır. Elimizde tüm Senato kararları ve belgeler mevcuttur.

Bilindiği gibi, Kemal Alemdaroğlu da Cumhurbaşkanı tarafından bu tür hukuksuzlukları nedeniyle görevinden alınmıştı.

Şimdi yapılan hukuksuzluğu belgeleriyle izleyelim.

Bu kararları içeren sözkonusu toplantı tutanağı aşağıdaki gibidir:

“İstanbul Üniversitesi Senatosunun 16.05.2002 Tarihli, 7. Toplantısında Alınan Karar Tutanağı: “Karar 1- İletişim Fakültesi bünyesindeki Anabilim Dallarının kapatılması, oybirliği ile kabul edilmiştir.
Karar 2- Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünde, 2002-2003 eğitim-öğretim yılından itibaren %30 zorunlu İngilizce eğitime geçilmesi, oybirliği ile reddedilmiştir.
Karar 3- İ.Ü.Devlet Konservatuarı bünyesinde Müzik ve Bale Sanat Dalları eğitimini kapsamak üzere, 8 yıllık İlköğretim Okulu kurulması, oybirliği ile kabul edilmiştir.
Karar 4- İstanbul Üniversitesi Bilim ve Sanat Ödülleri Yönergesinde değişiklik yapılması, oybirliği ile kabul edilmiştir.
Ek Karar 1- İstanbul Üniversitesi Yaz Öğretimi Yönetmeliğinin 8. maddesine (Sağlık Bilimleri hariç) ibaresinin eklenmesi, oybirliği ile kabul edilmiştir.”

Bu tutanaktaki 1 numaralı karar gereğince, şimdi, YÖK’ün Senato Kararını onaylayan karar yazısının belgesini inceleyelim:



Görüldüğü gibi YÖK 2547 sayılı Kanunun 2880 sayılı Kanun ile değiştirilen 7.d-2 maddesine dayanarak, İ.Ü. Senato kararını uygun buluyor. Şimdi bu dayanak yapılan maddeyi okuyalım:

“2547 sayılı Kanun, Madde 7 – (Değişik: 17/8/1983 - 2880/3 md.)
d) Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde;
(2) Bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılmasına, birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına sunmak,
Yükseköğretim kurumları içinde bölüm, anabilim ve anasanat dalları ile uygulama ve araştırma merkezi açılması, birleştirilmesi veya kapatılması; konservatuvar, meslek yüksekokulu veya destek, hazırlık okul veya birimleri kurulması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek öneriler üzerine karar vermek”

Ancak, 2547 sayılı Kanunun tanım ve Akademik Teşkilatlanma hükümlerinde ise, her Bölümde en az BİR ANABİLİM DALI olmalıdır hükmü mevcut. Dolayısıyla, YÖK’ün tüm Bölümlerde bütün Anabilim dallarını kapatan ve Fakülte’de ceberrut bir keyfîlik yaratan teklifini uygun bulan bu YÖK kararı da hukuk dışı idari eylem ve işlem yaratıyor.

Anabilim Dallarının yeniden tesisi ise geçmişe yönelik hak ve hukuk mağduriyetlerini ortadan kaldırmıyor. Bu nedenle geçmişte ve halen mağduriyete uğrayanları mağdur eden tüm Fakülte ve Rektörlük kararları, sadece bu nedenle Fakültemiz bünyesinde hukuk dışı...

Bir kez daha yineliyoruz, elimizde, 2001 yılından günümüze, tüm Senato kararları, resmi yazışmalar ve belgeler mevcut. Bir kaç tanesinin örneğini yukarıda sunduk.... Belgeleri daha iyi okumak istiyorsanız, masaüstünüze kopyalayarak, resim olarak büyütün ve okunur hale getirin...

Hiç yorum yok: