Add to Flipboard Magazine.

15 Kasım 2006

DEKANLAR KENDİ MESLEKLERİNİN ETİĞİNİ HATIRLIYORLAR MI?

Vistilef'in Notu: "İletişim Fakültesi Dekanları Yürütme Kurulu" diye bir organı ilk defa duyuyoruz. Şu anda İletişim Fakültesi dekanlarının çoğunu da tanıyoruz. Bunların bir kısmı kendi yöneticilik ve akademisyenlik meslek etiğini unutmuş durumdalar. Dekanlık ve akademisyenlik meslek etiği "martaval atmak" değildir. Verecekleri kararları, kendi fakültelerindeki öğretim üyeleri ile tartışmaları, fakültelerinin yönetim kurullarından geçirmeleri gerekir. Aşağıdaki bildiriyi, inanıyoruz ki, herhangi bir iletişim fakültesinin herhangi bir öğretim üyesi yayınlamadan önce duymadı. Ayrıca, Dekanlar sadece etiği değil yasayı da unutmamalıdırlar... Adını ilk defa duyduğumuz "İletişim Fakültesi Dekanları Yürütme Kurulu" sanıyoruz ki, meslek etiğini unutmuş dekanları ilk önce yürütecek...

İşte bu "yürüten" kurulun basın bildirisi (sözümüz tüm dekanlara değil; sadece bazı dekanlara ancak bu bildiri sanıyoruz ki 28 tane dekanı temsil ediyor. Bizim dekanı da temsil ediyor mu; bilemiyoruz. Etik, bu gibi ,neredeyse tüm fakülteleri bağlayan bildirileri öğretim üyeleri ile paylaşmaktır.):

‘Haberciler Mesleğin Etiğini Unutmuş Durumda’

İletişim Fakültesi Dekanları medyayı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı: Asıl görev bilgilendirmek. Habercilik unutulmuş durumda. Okur/izleyici yurttaş değil, müşteri/tüketici olarak algılanıyor. İlkelerin gözardı edilmesi mesleğe güveni zedeliyor.

BİANET - İletişim Fakülteleri Dekanları Yürütme Kurulu, yaygın kitle iletişim organlarına gönderdiği çağrı metninde, Habercilik kurallarının ve meslek ilkelerinin gözardı edilmesinin yaygınlaştığını, bu durumun iletişim alanında yetiştirilmeye çalışılan yeni kuşakları da olumsuz etkilediğini belirtti; "kitle iletişim araçlarını sorumluluklarını yerine getirmeye" çağırdı.


"Bu çağrımız mesleğe yeni başlamış bir iletişimciden, en deneyimli gazeteciye kadar herkesedir. Habercilik kurallarına ve meslek ilkelerine gösterilecek saygı, demokrasiye saygı demektir."

İletişim Dekanları: Kitle iletişim araçlarının asıl görevi kamuoyunu bilgilendirmek; [Vistilef'in Notu: Dekanların da asıl görevi medyaya bir şeyler öğretmek değil, öğrencilerine bir şeyler öğretmektir.]

"Kitle iletişim araçlarının asıl görevi kamuoyunu bilgilendirmek, olan bitenden haberdar etmektir. Bu gerçek evrensel olarak kabul gördüğü için çağdaş demokrasilerde kitle iletişim araçları saygı görürler ve bu konumlarına uygun sorumluluk taşımaları beklenir" diye başlayan çağrı metninde, şu saptamalar yer alıyor.
Habercilik unutulmuş gibi: "Türkiye'de kitle iletişim araçlarının yöneticilerinin toplumsal sorumluluklarını gözardı etme eğilimi giderek güçleniyor. Bazı yayın organlarında habercilik unutulmuş gibi." [Vistilef'in Notu: İletişim Fakültelerinin dekanlarının bir kısmı yasal sorumluluklarını gözardı etme eğiliminde ve girişimindedirler. Bazı fakültelerin dekanların bölüm başkanı olduğu bölümlerinde, eğitim ve öğrenim unutulmuş gibidir.]

Basmakalıp habercilik anlayışı: "Halkı yakından ilgilendiren pek çok önemli sorun, gazetelerden ve haber bültenlerinden dışlanmış, yurttaşların daha fazla bilgilenmeye gereksinim duyduğu önemli konular ihmal edilmeye başlandı. Toplumun geleceğini belirleyen uluslararası gelişmeler konusunda bile doğru, güvenilir ve bilgilendirici haber alınması neredeyse olanaksız hale geldi. Basmakalıp, yüzeysel ve duygulara seslenen bir habercilik anlayışı geleceğimizi tehlikeye sokar nitelik alıyor." [Vistilef'in Notu: İletişim Fakültelerinde, basmakalıp, yüzeysel meslek bilgilerinden başka bir şeyin öğretilmediği bölümler vardır.]

Sorumlu haberciliğin yerini sorunlu habercilik aldı: "Kitle iletişim araçlarımız haber adı altında, plaj manzaralarını, ünlülerin özel yaşam görüntülerini magazin programlarından ana haber bültenlerine taşıyorlar. Çığırtkanlık inanılmaz boyutlara ulaştı, haber sunma üslupları değişti, sürekli tekrar edilen sahnelerin yer aldığı, suç, şiddet ve cinselliğin sömürüldüğü bir habercilik üslubu geliştirildi. Sorumlu haberciliğin yerini sorunlu habercilik aldı." [Vistilef'in Notu: Sorumlu dekanların yerini sorunlu dekanlar aldı. Bu yürütme kurulu ilk önce bu sorunlu dekanları yürütsün]

Medya yurttaş değil, müşteri/tüketici olarak algılıyor: "Gazete okurları ve televizyon izleyicileri bilgilendirilmesi gereken yurttaşlar değil, sadece müşteri/tüketici olarak algılanıyor, tiraj ve izlenme oranı kaygısı gerçek, doğru, tarafsız haber verme anlayışını ortadan kaldırıyor. Kitle iletişim araçları bilgilendirici, aydınlatıcı habercilik yapmıyor." [Vistilef'in Notu: İletişim Öğrencisi, mesleğe yetiştirilecek müşteri değildir. Dördüncü kuvveti oluşturacak yurttaştır.]

İlkelerin gözardı edilmesi, mesleğe güveni zedeliyor: "Habercilik kurallarının ve meslek ilkelerinin gözardı edilmesi iletişim mesleğine duyulan güveni ve saygıyı yok edecek boyutlara ulaşıyor. Bu durum iletişim alanında yetiştirilmeye çalışılan yeni kuşakları da olumsuz yönde etkiliyor. İletişim mesleğinin iyi yetişmiş, bilgi ve beceri düzeyi yüksek insanlar tarafından değil, bilgisizliği, düzeysizliği ön planda tutan anlayışla yürütüldüğü yargısına kapılıyor. Bu gençlerin yetişmesini tehlikeye atan bir durumdur." [Vistilef'in Notu: Evet, bazı dekanların durumu gençlerin yetişmesini tehlikeye atan bir durumdur.]

28 İletişim Fakültesi'nin dekanlarının belirlediği yürütme kurulunu, Gazi Üniversitesi'nden Korkmaz Alemdar, Kocaeli Üniversitesi'nden Hülya Yengin, Mersin Üniversitesi'nden Selim Aksöyek, Manas Üniversitesi'nden Belma Akşit ve Fırat Üniversitesi'nden Asaf Varol oluşturuyor.
[Vistilef'in Notu: Acaba bizi de bizim haberimiz olmadan temsil ediyor mu bu yürütücüler?]

Hiç yorum yok: