Add to Flipboard Magazine.

19 Mayıs 2007

19 Mayıs günü, Gazi’yi sevgi, saygı, minnet ve hasretle anıyoruz.

Gazi, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Ardından Amasya Tamimi yayınlandı. ‘Milli İrade’ sözü bu coğrafyada ilk kez telaffuz edildi. ‘Milli İrade’, herkes eşit demektir. Zengini fakiri eşittir. Kadını erkeği eşittir. Alevi’si Sünni’si eşittir. Irkı, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun bütün insanların eşit vatandaşlık haklarıyla donatılması demektir.

Anadolu Türk halkının kurtuluşu için mücadele verdiği sırada hakkında ölüm fermanları çıkartılan ATATÜRK için Yakup Kadri şöyle demektedir:

‘Mustafa Kemal’in daima meçhul kalan tarafı Büyük Zafer’ ini başarmadan önce çektiği azap ve işkencedir. ‘Devlet batıyor’ der, padişah gözlerini kapar. Sorumlular dudak büker. Amirlerine dert anlatamaz. Devlet ve siyaset adamlarını yola getiremez. Arkadaşlarına söz geçiremez. Kapıları çalar, açılmaz. Bağırır çağırır, işiten olmaz’

İçinde bulunulan siyasal duyarsızlık Atatürk’ü psikolojik çöküntüye sevk etmemiş, tam tersine Anadolu Türk halkı ile beraber olup işgali bertaraf edeceğinden emin hissettirmiştir.

‘Öyleyse ya istiklal ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı.
Bir an için bu kararın uygulanmasında başarısız olunacağını düşünelim.
Ne olacaktı?
Tutsaklık.’
ATATÜRK

Atatürk öncülüğünde azim ve başarı ile yürütülen Milli Mücadele sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Atatürk, Türk halkını hem içinde bulunduğu bu durumdan kurtarmak hem de kurduğu devleti sağlam temeller üzerinde yapılandırıp yaşatmak için Altı İlke’yi ve bu ilkeler doğrultusunda yapılan inkılapları Türk halkının desteği ile yaşama geçirmiştir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlam temellere oturmuş, Türk halkı da ilke ve inkılaplar yoluyla çağdaş yaşam standartlarına ulaşma imkanına sahip olmuştur.

19 Mayıs’ta Gazi’yi saygı, sevgi, minnet ve hasretle anarken, onun devrimlerine sahip çıkan Türk Gençlinin de ulusal bayramını kutluyorum."

Milli Mücadele ruhu; Milli İrade ve Tam Bağımsızlık ülküleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluş ve devam ülküleri haline dönüştü. Emperyalizme karşı savaşan Milli Güçler, emperyalizm kadar toplumu her anlamda geriye götüren yerel feodal ve bağnaz bağları da reddetti.

Atatürk önderliğinde Milli Mücadeleyi örgütleyen Türk halkı, ışığını uygar bilimden ve akıldan alan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Ancak toplum, zor savaş koşullarından binbir güçlükle çıkmış, milli mücadeleyi vermiş, ekonomik olarak iyiden iyiye fakirleşmiş, bilim ve kültürde gerilemişti.

Atatürk, Türk halkını hem içinde bulunduğu bu durumdan kurtarmak hem de kurduğu devleti sağlam temeller üzerinde yapılandırıp yaşatmak için Altı İlke’yi ve bu ilkeler doğrultusunda yapılan inkılapları Türk halkının desteği ile yaşama geçirmiştir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlam temellere oturmuş, Türk halkı da ilke ve inkılaplar yoluyla çağdaş yaşam standartlarına ulaşma imkanına sahip olmuştur.

19 Mayıs’ta Gazi’yi saygı, sevgi, minnet ve hasretle anarken, onun devrimlerine sahip çıkan Türk Gençlinin de ulusal bayramını kutluyorum.


Öğr. Gör. Serdar TAŞÇI

Hiç yorum yok: