Add to Flipboard Magazine.

02 Şubat 2008

YORUMLARA TOPLU KATKI:

Aşağıda okuyacağınız yorumlar, türbanla ilgili Vistilef görüşlerine gelen yorumlardır. Bu yorumlarla görülüyor ki, tek başına Vistilef, üniversiteyi üniversite yapmaktadır.

Alemdaroğlu Profesörü Burhan Kuzu’nun “amuda kalkmış” “başörtüsüne evet, türbana hayır” diyerek ne şiş yansın ne kabap misali konuşan rektörleri ile sadece türban serbestisi ve zaten var olan “ifade, din, vicdan özgürlüğü” isteyen yalaka dinci 2. Cumhuriyetçiler arasına sıkışmanın verdiği dayanılmaz patlamayı yaşayacaktır Türk üniversitesi.

Üniversitelerde türban serbestisi bu patlamaya yol açacaktır. Rektörlerin istemedikleri, 2. Cumhuriyetçilerin de cahilliklerinin verdiği cesaretle “önüne nasıl olsa set çekeriz” düşüncesiyle önemsemedikleri şey bu patlamadır.

Her iki kesim de (Laikçi Rektörler vs. Türbancı 2. Cumhuriyetçiler) aslında kendilerine yeni iktidar alanları hazırlamakta veya varolanı yitirmemeye çabalamaktadırlar. Her iki grup da, Türkiye’yi KARANLIĞA itmektedir.

Üniversitede tüm iktidar alanlarına karşı bilimsel ve hukuksal mücadele, ülkenin bölünmesini önleyecek, yeni teknolojilerle ileri gitmesini sağlayacaktır.

George Lukcas’ın Aklın Yıkımı’nı (Çev: Ayşen Tekşen, Payel Yay., 2006, 2 Cilt) okuyun. Türkiye, Hegel’lerini, Feurbach’larını, Bauer’lerini bekliyor...

Çözüm Mustafa Kemal 1919-1939 dönemine, yeni teknolojilerle, güncel uluslararası konum ile ve global modernite kavramlarıyla dönüş, rekonstrüksiyon dönemidir. Üniversitede türbanın örteceği iki kesim vardır: Rektörler ve 2. Cumhuriyetçiler...

İşte yorumlar:

"Sevgili Hocam,Bence haksızsın! Adamlara önce sevgini ve linkini gönder, sonra da "sadece sevgimi yayınladılar, linkimi değil" diye feveran et! Onların kim olduğunu ve ne istediğini zaten biliyordun ... Sana sevgisini yollayan" Ümit 02 Şubat, 2008 10:31

"Bu görüşler ve çözüm önerilerine katılmam mümkün değil. Çözüm önerilerinin (günah olma, dinin gereği olma, dini inançlara aykırılık vb.) dinsel gerekçelerle gerekçelendirilmesi kabul edilemez. Türban, toplumsal ilerlemeyi savunan hiç bir kimse tarafından savunulmamalı. Bunu yapanlar tarih önünde sorumlu olurlar!" Ümit 28 Ocak, 2008 11:45

"Tarih önünde sorumluluğu, TÜRBAN'ı sorun haline getiren 12 EYLÜLCÜ ASKERİ FAŞİSTLERE ve LAİKÇİLERLE, DİNCİLERE BIRAKIYORUZ..." Vistilef 28 Ocak, 2008 21:27

"Tarih durağan değildir; 'Şimdi'ki sorumluluk, türbanı (her ne gerekçe ile olursa olsun) savunanlara düşer! Eski sorumlular ile şimdiki ve müstakbel sorumlulara sözümüz var: toplumsal ilerleme durdurulamaz!" Ümit 29 Ocak, 2008 23:43

"Cevabı bir sonraki yazıda verdik. Üniversite'yi polis okulu, harb akademisi, tapu kadastro müdürlüğü zanneden "ilerlemecilik" 12 Eylülcü faşistliktir. Üniversite, toplum dışında ve üstündedir; oraya devlet dairesi muamelesi yapmak ve kısıtlama getirmek, orada bazı rektörlerin ve hempalarının iktidar alanı kurmasından başka bir işe yaramaz ve tartışma, eleştiri, karşı çıkma ve ilerleme zihniyetini baltalar. Üniversitede aczimendi de olacaktır, komünist de, faşist de... Tartışacaklardır, hem de kıyasıya... Üniversiteyi üniversite yapana kadar, ileri !" Vistilef 30 Ocak, 2008 00:06

"Bana kalırsa üniversite ne toplumun dışında ne de üstündedir; üniversite toplum için vardır ve toplumla iç içedir, (tıpkı yıllar önce ODTÜ'de bize sanat hakkında Lukacz'ı öğretirken anlattığın gibi!). "Üniversitede aczimendi de olacaktır" sözünü yazılmamış kabul ediyorum... Ben Lukazcı Veysel'i istiyorum! Pardon "Lukacscı Veysel" olacaktı istediğim, yanlış yazmışım!" İsimsiz 02 Şubat, 2008 10:41

Hiç yorum yok: