Add to Flipboard Magazine.

04 Haziran 2009

HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN ve TEŞKİLATLANMA ve AMAÇ GEREKLİ

İlkönce haberi okuyalım:

YÖK: 'Fırsat Eşitliğine Aykırı'

YÖK Sabancı Üniverstesi'nde öğrencilerin kurum içinde başka bölüme geçişine imkan veren uygulamanın uygun olmadığını belirtti.

Yüksek Öğretim Kurulu, Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin kurum içinde başka bölümlere geçişine imkân veren uygulamanın yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu açıkladı.Yüksek Öğretim Kurumu, Sabancı Üniversitesi’nin öğrencilerin kurum içinde başka puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümlere geçişine olanak sağlayan uygulamasının yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu ve fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını açıkladı. YÖK’ün, programa değil fakültelere öğrenci alan bazı üniversitelerden, önümüzdeki yıl bu uygulamaya son vererek, programlara öğrenci alınmasını istemesi yeni bir tartışma yarattı. Akademisyenlerin, üniversitelerde “tek tip”in değil çeşitliliğin gerekli olduğu yönündeki eleştirisine YÖK’ten dün yanıt geldi.


Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de yüksek öğretime giriş sisteminin “öğrencinin başarısını” esas alan bir sistem dahilinde yürütüldüğü ifade edildi. “Bazı üniversitelerde, bu sistemin dışında, öğrencinin başarısının önüne ‘öğrencinin isteğini’ geçiren bir tarzda diğer bütün üniversitelerden farklı bir sistem uygulandığı” kaydedilen açıklamada, şunlar söylendi: “Türkiye’de sadece bir üniversitede uygulanan sisteme göre ise bir öğrenci eşit ağırlıklı puan ile girilebilen bir programa kaydolduktan sonra sayısal puan ile öğrenci alan bir programa geçiş yaptırabilmektedir. Buna benzer tarzda iki üniversitede de (Okan ve Işık üniversiteleri) uygulama yapılmakta, fakat bu iki üniversitede daha dar alanda, aynı puan türü içinde geçişlere izin verilmektedir. Türkiye’deki mevcut yüksek öğretime giriş sistemine bütünüyle aykırı bu uygulama, fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır. Diğer bütün üniversitelerde öğrencilerin, aynı puan türü içinde kaydolduğu bir fakültedeki bir programdan bir başka fakültenin programına geçiş yapabilmesi için ertesi yıl tekrar sınava girmesi ve puanının önemli bir şekilde eksiltilmesi söz konusudur.”

Haber böyle… YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği mantığı, eksik bulsak da onaylıyoruz. Ancak ve peki, “Çift Anadal” ne kadar adaletli ve fırsat eşitliğine uygun?

Bu konuyu Vistilef’ten Prof. Dr. Veysel Batmaz birkaç kez İstanbul Üniversitesi Senatosu’ne sundu ancak bir sonuç alamadı.

“Çift Anadal” programının amacı kendi bölümlerinde lisans programlarını başarı ile sürdüren öğrencilerin aynı zamanda ikinci dalda lisans diploması almak üzere öğrenim görmelerini sağlamaktır.”

Hal böyleyse, peki, YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği argüman, “çift ana dal” için geliştirilemez mi? Hatta, işi daha da genişletelim, “yatay ve dikey geçişler” de aynı mantıkla adaletsiz bulunamaz mı? Öyle ya, ÖSS’de kazanılan eğitim programını değiştiren her uygulama, Sabancı Üniversitesi’ne karşı geliştirilen mantıkla eleştirilebilir ve adaletsiz bulunabilir…

Biz şimdilik sadece soruyoruz ve dikkat çekerek ikazda bulunuyoruz…

Bir de önerimiz var; kurulacaklar da dahil, artık her üniversiteye ayrı kanun, amaç ve teşkilatlanma biçimi getirmenin zamanı gelmiştir; üniversiteler çerçeve yasa ile idare edilebilir olmaktan çıkmıştır.

Öyleyse, (DEVLET ve VAKIF veya daha sonra kurulabilecek olan kâr amaçlı ÖZEL) HER ÜNİVESİTE’YE AYRI KANUNLA KENDİ GEÇMİŞİ ve İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA DEĞİŞİK NİTELİK VERİLMELİDİR.
[Bu arada önemle belirtelim ki, öğrenim birliği, ilköğretim ve liselerde, değiştirilemez ve vazgeçilmezdir.]

YÖK'ün Sabancı Üniversitesi'ne karşı geliştirdiği mantığı, YÖK sisteminin, ÖSS'nin yerleştirmesini değiştiren her uygulamasının da yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebilme konumuna bizi getirir ki, buradan da şunu iddia edebiliriz: "tek tip" üniversite anlayışının iflası demek olduğu sonucuna varabiliriz. Bu da bizi: "Her konuda ve başta yüksek öğrenim olmak üzere, “çerçeve kanun” ve “torba” sistemlerle Türkiye kendi önünü tıkamaktadır…" yargısına götürür.

Gerekirse ve istenirse, Vistilef, İstanbul Üniversitesi Senatosu’na ve YÖK’e bu konuda ayrıntılı rapor sunabilir…

Hiç yorum yok: