Vistilef, İsanbul Üniversitesi Senatosu'nda bulunmaya devam eden Alemdaroğlucu ve Parlakçı Dekanların, Başbakan'a Fahri Doktora verilmesi konusunda ne yönde oy kullandıklarını açıkladıktan sonra, konuyla ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşacaktır.
Diyelim ki onlar kabul oyu verdi, bu durumda Vistilef ne diyecek? Ya da diyelim ki onlar ret oyu verdi, bu durumda Vistilef ne diyecek? Vistilef ne diyecek???
Şartımız, Alemdaroğlucu ve Parlakçı dekan senatörlerin oylarının yazılı olarak kanıtlanarak açıklanması. Zaten az sayıdalar... Vistilef bu konuda Senato'nun ve onların ne dediğine bakarak görüş oluşturur...
Vistilef, Alemdaroğluculuğa ve Parlakçılığa içerdikleri bütün eylem ve ideolojiler de dahil olarak, karşıdır.
Görüşümüzü, Senato’ya ve Senatodaki Alemdaroğlucu ve Parlakçı dekan senatörlere endekslememizin nedeni ise, Alemdaroğlu'nun İlhan Selçuk'a Fahri Doktora vermesine karşı çıkmıştık...
Şahane! Demek ki Vistilef İlhan Selçuk ile RTE'yi bir tutuyor. Aşkolsun doğrusu Vistilef'e! Neyse, sorumuzu yineleyelim biz: Vistilef ne diyor şu RTE'ye fahri doktora verilmesi işine??? Söylemezci ideoloji konusunda ne düşünüyor Vistilef. Yalvartmadan artık açıklasın istiyoruz Vistilef görüşlerini!!! Açıkla Vistilef, açıkla...
İ.Ü. ve belkemiksiz idari temsilcileri kendilerine yakışanı (biat, yalakalık) yapmıştır.
Ancak, "Vistilef'in, hâlen İ.Ü.'nün RTE'ye verdiği doktora konusundaki görüşlerini açıklamamış olmasının nedeni nedir?"; bu sorunun yanıtı okurlar tarafından merak edilmektedir.
Gecikmiş, unutulmuş bir açıklama spotuyla yayınlansa nasıl da güzel olur...
not: İ.Ü. Senatosu’nda RTE'ye fahri doktora unvanı verilmesine karşı çıkan, tek muhalif oyu verip hamamın namusunu kurtaran öğretim üyesi Prof. Dr. Tülin Polat'tır.
Başbakana İstanbul Üniversitesi'nin fahri doktora vermesi, üniversitelerimizin özerklikten ve bilimsellikten ne kadar uzaklaşmış olduğunun kanıtlarından biridir. Anımsanacağı üzere İstanbul Üniversitesi’nin rektörü, üniversitenin demokratik tercihini yok sayarak Abdullah Gül tarafından atanmıştı. Dolayısıyla kendi atadıkları bir kişinin, kendilerine ödül vermesi doğaldır.
İstanbul Üniversitesi’nin özerk ve demokratik yapılanması içerisinde böyle bir durum elbette ki düşünülemezdi. Nitekim, böyle bir yapılanmanın ortaya çıkarmış olduğu, örneğin Kemal Alemdaroğlu’nun, böyle bir tercihi nasıl değerlendireceğini ve ne ölçüde yanında olacağını tahmin etmek güç olmasa gerektir.
Bir kişiye fahri doktora unvanı verilmesi için üniversitenin takdirlerini kazanacak bilimsel veya bilime yararlı bir çaba sergilemiş, eser bırakmış olması gerekir. Herhalde İstanbul Üniversitesi topluluğu başbakanın dokunulmazlığının kalkması beklenilen 10 kadar suç dosyası nedeniyle ve Anayasa Mahkemesi’nin bu iktidarın laikliğe karşı tutumların odağı olduğunu belirlemesi dolayısıyla böyle bir ödül vermiş olamaz. Nedenlerinin, üniversite rektörüne sorulması daha uygun olacaktır.
Vistilef, haber doğruysa, Senato'da sadece Prof. Dr. Tülin Polat'ın ret oyu verdiği ve bütün Parlakçı ve Alemdaroğlucu dekanların kabul ettiği bir oylama sonucunda Başbakan'a verilen fahri doktora unvanının, İlhan Selçuk'a verilmiş olan fahri doktora ile -oylamaya katılanlar açısından- aynı olduğu tezinin doğrulandığını görmektedir.
İ.Ü. herkesindir... Sadece Alemdaroğlu'nun veya Parlak'ın veya bunların takipçilerinin çiftliği değil.
Bu arada, 1960'lardan başlayarak köşeyazarlığını meslek haline getirmekle Türk medyasını acınacak hale getiren İlhan Selçuk'a geçmiş olsun ve şifa dileklerini gönderir.
"...1960'lardan başlayarak köşeyazarlığını meslek haline getirmekle Türk medyasını acınacak hale getiren İlhan Selçuk'a ..." 1. Köşeyazarlığı bir "meslek" olarak kötü bir şey midir? 2. Bu mesleği icra edenlerden hiç beğendiğiniz biri var mı? 3. Türk basını bu mesleği icra edenlerden niçin sadece biri sayesinde acınacak hale geliyor? 4. Vistilef'in de artık acınacak bir hale geldiğini düşünüyor musunuz?
1. Evet, Bkz: Veysel Batmaz'ın medya ile ilgili kitapları 2. Vistilef bir gruptur, ortak beğenisi yoktur. 3. Bkz: Bkz: Veysel Batmaz'ın medya ile ilgili kitapları 4. Hayır
14 yorum:
Bugün okulunuzda olanlar hakkımdaki görüşünüzü merak ediyorum?
Bugün hangi olayla ilgili sizin hakkınızda Vistilef olarak görüşümüzü istiyorsunuz?
RTE'ye fahri doktora olayını bir kaleme al da görelim bakalım demokratlığını...
Vistilef, İsanbul Üniversitesi Senatosu'nda bulunmaya devam eden Alemdaroğlucu ve Parlakçı Dekanların, Başbakan'a Fahri Doktora verilmesi konusunda ne yönde oy kullandıklarını açıkladıktan sonra, konuyla ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşacaktır.
Vistilef Basın Bürosu
Diyelim ki onlar kabul oyu verdi, bu durumda Vistilef ne diyecek?
Ya da diyelim ki onlar ret oyu verdi, bu durumda Vistilef ne diyecek?
Vistilef ne diyecek???
Şartımız, Alemdaroğlucu ve Parlakçı dekan senatörlerin oylarının yazılı olarak kanıtlanarak açıklanması. Zaten az sayıdalar... Vistilef bu konuda Senato'nun ve onların ne dediğine bakarak görüş oluşturur...
Vistilef, Alemdaroğluculuğa ve Parlakçılığa içerdikleri bütün eylem ve ideolojiler de dahil olarak, karşıdır.
Görüşümüzü, Senato’ya ve Senatodaki Alemdaroğlucu ve Parlakçı dekan senatörlere endekslememizin nedeni ise, Alemdaroğlu'nun İlhan Selçuk'a Fahri Doktora vermesine karşı çıkmıştık...
Şahane! Demek ki Vistilef İlhan Selçuk ile RTE'yi bir tutuyor. Aşkolsun doğrusu Vistilef'e! Neyse, sorumuzu yineleyelim biz: Vistilef ne diyor şu RTE'ye fahri doktora verilmesi işine??? Söylemezci ideoloji konusunda ne düşünüyor Vistilef. Yalvartmadan artık açıklasın istiyoruz Vistilef görüşlerini!!! Açıkla Vistilef, açıkla...
Açıkla, açıkla, haydi açıkla!!!
İ.Ü. ve belkemiksiz idari temsilcileri kendilerine yakışanı (biat, yalakalık) yapmıştır.
Ancak, "Vistilef'in, hâlen İ.Ü.'nün RTE'ye verdiği doktora konusundaki görüşlerini açıklamamış olmasının nedeni nedir?"; bu sorunun yanıtı okurlar tarafından merak edilmektedir.
Gecikmiş, unutulmuş bir açıklama spotuyla yayınlansa nasıl da güzel olur...
not: İ.Ü. Senatosu’nda RTE'ye fahri doktora unvanı verilmesine karşı çıkan, tek muhalif oyu verip hamamın namusunu kurtaran öğretim üyesi Prof. Dr. Tülin Polat'tır.
---------- TÜMÖD BASIN AÇIKLAMASI ----------
Tarih: 05.07.2009
Başbakana İstanbul Üniversitesi'nin fahri doktora vermesi, üniversitelerimizin özerklikten ve bilimsellikten ne kadar uzaklaşmış olduğunun kanıtlarından biridir. Anımsanacağı üzere İstanbul Üniversitesi’nin rektörü, üniversitenin demokratik tercihini yok sayarak Abdullah Gül tarafından atanmıştı. Dolayısıyla kendi atadıkları bir kişinin, kendilerine ödül vermesi doğaldır.
İstanbul Üniversitesi’nin özerk ve demokratik yapılanması içerisinde böyle bir durum elbette ki düşünülemezdi. Nitekim, böyle bir yapılanmanın ortaya çıkarmış olduğu, örneğin Kemal Alemdaroğlu’nun, böyle bir tercihi nasıl değerlendireceğini ve ne ölçüde yanında olacağını tahmin etmek güç olmasa gerektir.
Bir kişiye fahri doktora unvanı verilmesi için üniversitenin takdirlerini kazanacak bilimsel veya bilime yararlı bir çaba sergilemiş, eser bırakmış olması gerekir. Herhalde İstanbul Üniversitesi topluluğu başbakanın dokunulmazlığının kalkması beklenilen 10 kadar suç dosyası nedeniyle ve Anayasa Mahkemesi’nin bu iktidarın laikliğe karşı tutumların odağı olduğunu belirlemesi dolayısıyla böyle bir ödül vermiş olamaz. Nedenlerinin, üniversite rektörüne sorulması daha uygun olacaktır.
Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI
TÜMÖD Genel Başkanı
Öğr. Gör. Suay KARAMAN
TÜMÖD Genel Sekreteri
Vistilef'in Açıklaması:
Vistilef, haber doğruysa, Senato'da sadece Prof. Dr. Tülin Polat'ın ret oyu verdiği ve bütün Parlakçı ve Alemdaroğlucu dekanların kabul ettiği bir oylama sonucunda Başbakan'a verilen fahri doktora unvanının, İlhan Selçuk'a verilmiş olan fahri doktora ile -oylamaya katılanlar açısından- aynı olduğu tezinin doğrulandığını görmektedir.
İ.Ü. herkesindir... Sadece Alemdaroğlu'nun veya Parlak'ın veya bunların takipçilerinin çiftliği değil.
Bu arada, 1960'lardan başlayarak köşeyazarlığını meslek haline getirmekle Türk medyasını acınacak hale getiren İlhan Selçuk'a geçmiş olsun ve şifa dileklerini gönderir.
"...1960'lardan başlayarak köşeyazarlığını meslek haline getirmekle Türk medyasını acınacak hale getiren İlhan Selçuk'a ..."
1. Köşeyazarlığı bir "meslek" olarak kötü bir şey midir?
2. Bu mesleği icra edenlerden hiç beğendiğiniz biri var mı?
3. Türk basını bu mesleği icra edenlerden niçin sadece biri sayesinde acınacak hale geliyor?
4. Vistilef'in de artık acınacak bir hale geldiğini düşünüyor musunuz?
Vistilef'ten Cevaplar: Eleştirinin Adı Yok...
1. Evet, Bkz: Veysel Batmaz'ın medya ile ilgili kitapları
2. Vistilef bir gruptur, ortak beğenisi yoktur.
3. Bkz: Bkz: Veysel Batmaz'ın medya ile ilgili kitapları
4. Hayır
!!!
Yorum Gönder