Add to Flipboard Magazine.

21 Haziran 2009

Prof. Dr. Veysel Batmaz'dan Güncel İki Yazı

"Medya müsveddelerinin geveze tüccarları, çökertiyor bu medyayı" BİRGÜN-Pazar, 21 Haziran 2009 http://www.vistilefakademik.blogspot.com/



"TELEVİZYONUN SİHİRLİ KUTUSU: “RATING”: TRT Doğru Bir Başlangıç Yaptı", Zaman, 18 Haziran 2009
İkinci yazı

14 Haziran 2009

YÜKSEK ÖĞRETİMDE VİSTİLEF NE DERSE O OLUYOR....

Vistilef Uyarıyor:

TAM GÜN YASASI SADECE BİR TIP YASASI DEĞİLDİR; TÜM ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ÖZLÜK HAKLARINA VE STATÜLERİNE KARŞI GİRİŞİLMİŞ BİR OPERASYONDUR.... ÖRNEĞİN, ARKEOLOJİ PROFESÖRÜNÜ DE, “MEMUR” VE “SAĞLIK PERSONELİ” DÜZEYİNE DÜŞÜRÜR...

Vistilef Talep Ediyor:

ÜNİVERSİTELERİ KENDİ DÜZEYLERİNE GETİRMENİN TEK YOLU: HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN’DUR...

Vistilef Öneriyor:

ÜNİVERSİTE BÖLÜMLER VE ANABİLİMDALLARI TARAFINDAN YÖNETİLMELİDİR. DÜNYADA BÜTÜN ÜNİVERSİTELER BÖYLE YÖNETİLİR. (Bu konuda, meraklısı için kaynak: Henry Rosovsky, Üniversite: Bir Dekan Anlatıyor, Çeviren: Süreyya Ersoy, TÜBİTAK Yayınları, 2. Baskı, 1994)

Vistilef Yol Gösteriyor:

MERKEZİ SİSTEM İLE ÖĞRENCİ ALMANIN YERİNE, ÖSS SINAVI, DÜZEY BELİRLEME İÇİN KRİTERLERDEN BİRİ HALİNE GETİRİLİP, BÖLÜMLERE, KENDİ ÖĞRENCİSİNİ SEÇME HAKKI TANINMALIDIR...

13 Haziran 2009

YÖK, VİSTİLEF'İ OKUDU VE KARARINI DEĞİŞTİRDİ:

Vistilef'in NOTU: Vistilef'in uyarısına göre YÖK tüm üniversitelerde yatay geçişe izin verdi. Aşağıdaki haberde yer alan YÖK değişikliği çok önemlidir. Öğrencilere uygulanacak bu değişikliğe göre, öğretim üyelerine uygulanmaya çalışılan TAM GÜN YASASI ve ROTASYON'un da önü kesilmiştir. Bu konuda VİSTİLEF gerekli açıklamayı, gerektiğinde yapacaktır.

Aşağıdaki haberi, bir sonraki HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN istemini dile getiren Vistilef'in uyarısı ile birlikte okuyun:

Radikal'in Haberi:

YÖK YOLA GELDİ! BÜTÜN ÜNİVERSİTELERDE BÖLÜM DEĞİŞTİRMENİN YOLU AÇILDI!

Öğrencilerine, puan türüne bakılmaksızın bölüm değiştirme hakkı tanıyan Sabancı Üniversitesi’ne ‘ya herkese ya hiç kimseye’ diye itiraz eden YÖK, şimdi ‘herkese’ dedi. Uygulamanın tüm üniversitelerde geçirilebilmesi için değişikliğe gidildi.

Sabancı Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerin ‘hiçbir şart olmadan ilk girdikleri bölümü değiştirebilmesi’ uygulamasına karşı çıkan YÖK, mevcut yatay geçiş yönetmeliğini, bütün üniversitelerde ‘şartlı bölüm değiştirmeyi’ mümkün kılacak şekilde değiştirdi. Geçiş şartlarının üniversite senatolarına bırakıldığı yeni yönetmelikte YÖK’ün istediği tek şart olarak, ‘geçilecek programla ilgili, ÖSS’ye girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması’ getirildi. Buna göre, 2008’de İstanbul Üniversitesi’nin herhangi bir bölümüne girmiş bir öğrencinin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçmek istemesi durumunda, o yıl sınavda aldığı ilgili puanın, aynı yıl en düşük puanla öğrenci alan (Kafkas Üniversitesi) Tıp fakültesine en alt sıradan giren öğrenciden fazla olması gerekecek.

Akademisyenler, bu düzenlemenin (En yüksek puanla öğrenci alan) Hacettepe İngilizce Tıp Fakütltesi’ne girmek isteyen, ancak puanı (en düşük puanla öğrenci alan) Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yetebilecek bir öğrenciye, Hacattepe’nin en düşük bölümüne girip, bir yıl bekleyip Hacettepe Tıp’a geçme şansı getirebileceği, öğrencilerin de bir yıl kaybetmeyi göze alıp bu hileye başvurabileceğine dikkat çektiler.Önce karşı çıktılar Sabancı, Işık ve Okan Üniversitelerinin uyguladığı serbest yatay geçiş yöntemi, YÖK tarafından yönetmeliğe aykırı bulunmuş, engellenmek istemişti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da Sabancı Üniversitesi’nin savunmasını haklı bulmasına karşın, diğer üniversitelere haksızlık olacağı için uygulamaya son verileceğini söylemişti. Bu katı tutumundan geri adım atan YÖK, uygulamayı puan şartına bağlayarak bütün üniversitelere yaydı. Kamuoyuna YÖK Başkanvekili İzzet Özgenç tarafından duyurulan değişiklik, yatay geçiş yönetmeliğinin 10. maddesinde yapıldı. Yeni yönetmelikte söz konusu madde şöyle düzenlendi: “Madde 10- Aynı üniversite içinde fakülte, yüksekokul ve bölümler arasındaki yatay geçişlere ilişkin kurallar, bu Yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde üniversitelerin senatolarınca belirlenir. Ancak, ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavla yükseköğretim kurumlarına yerleştirilen öğrencinin yerleştirmede esas alınan merkezi sınav puanının, yatay geçiş yapmak istediği programla ilgili olarak merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla yurtiçindeki üniversitelerde kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması şarttır.”

Hukuktan Tıp fakültesine...
* İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okuyan bir öğrenci, bir yıl eğitim gördükten sonra ‘Ben tıp fakültesi okumak istiyorum’ deyip yatay geçiş için başvurması halinde, öğrencinin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandığı yıl aldığı puana bakılacak. Öğrencinin başvuru yapabilmesi için söz konusu puanın, o yıl tıp fakültelerinin en düşük taban puanından (2008’de Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne giren en düşük puanlı öğrencinin puanından) düşük olmamaması gerekecek.
* Öğrenci, tıp fakültesinde okurken, hukuk fakültesine geçiş yaparsa, iki fakülte arasında hiçbir ortak ders olmadığı için birinci sınıftan tekrar okumak ve bir yıl kaybetmek zorunda kalacak.
* Öğrencinin program değiştirme hakkı sadece okuduğu üniversite içinde geçerli olacak. Ankara İletişim’de okuyan bir öğrenci, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçiş yapamayacak. Aynı bölümde üniversiteler arası geçişler, mevcut uygulamada olduğu gibi dikey sınav geçişiyle olacak.

‘Hile yoluna dönüşebilir’
Altı YÖK üyesi, uygulamanın aceleye getirildiğini belirterek, yürürlüğe konulmamasını istedi. Bülent Serim, Fikret Şenses, Engin Ataç, Mustafa İlhan, Atilla Eriş ve Ali Ekrem Özkul karara muhalif kaldı. Bülent Serim, uygulamanın başarılı olmayacağını, çünkü Sabancı Üniversitesi dışındaki diğer üniversitelerde ortak dersler verilen çok fazla programı bulunmadığını söyledi. Serim, “Üniversiteler bunu nasıl uygulayacak bilmiyorum. Yanlış sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Şu aşamada aceleyle böyle bir aşamaya geçiliyor, doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Akademik çevreler, uygulamanın öğrenciler için bir hile yolu yaratabileceğine de dikkat çektiler. Buna göre, yüzde 1’lik dilimle öğrenci alan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmek isteyen, ancak aldığı puan sadece Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yeten bir öğrenci, Hacettepe’nin düşük puanlı bir bölümüne (örneğin Jeoloji Mühendisliği) girip bir yıl okuduktan sonra yatay geçiş başvurusu yapabilecek. Akademisyenler, bu durumun önüne geçilmesi için Hacettepe Üniversitesi’nin söz konusu geçiş puanını yüksek tutabileceğine, not ortalaması gibi başka koşullar arayabileceğine dikkat çektiler. Kaynak: RADİKAL

04 Haziran 2009

HER ÜNİVERSİTEYE AYRI KANUN ve TEŞKİLATLANMA ve AMAÇ GEREKLİ

İlkönce haberi okuyalım:

YÖK: 'Fırsat Eşitliğine Aykırı'

YÖK Sabancı Üniverstesi'nde öğrencilerin kurum içinde başka bölüme geçişine imkan veren uygulamanın uygun olmadığını belirtti.

Yüksek Öğretim Kurulu, Sabancı Üniversitesi’nde öğrencilerin kurum içinde başka bölümlere geçişine imkân veren uygulamanın yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu açıkladı.Yüksek Öğretim Kurumu, Sabancı Üniversitesi’nin öğrencilerin kurum içinde başka puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümlere geçişine olanak sağlayan uygulamasının yükseköğretim giriş sistemine aykırı olduğunu ve fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını açıkladı. YÖK’ün, programa değil fakültelere öğrenci alan bazı üniversitelerden, önümüzdeki yıl bu uygulamaya son vererek, programlara öğrenci alınmasını istemesi yeni bir tartışma yarattı. Akademisyenlerin, üniversitelerde “tek tip”in değil çeşitliliğin gerekli olduğu yönündeki eleştirisine YÖK’ten dün yanıt geldi.


Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de yüksek öğretime giriş sisteminin “öğrencinin başarısını” esas alan bir sistem dahilinde yürütüldüğü ifade edildi. “Bazı üniversitelerde, bu sistemin dışında, öğrencinin başarısının önüne ‘öğrencinin isteğini’ geçiren bir tarzda diğer bütün üniversitelerden farklı bir sistem uygulandığı” kaydedilen açıklamada, şunlar söylendi: “Türkiye’de sadece bir üniversitede uygulanan sisteme göre ise bir öğrenci eşit ağırlıklı puan ile girilebilen bir programa kaydolduktan sonra sayısal puan ile öğrenci alan bir programa geçiş yaptırabilmektedir. Buna benzer tarzda iki üniversitede de (Okan ve Işık üniversiteleri) uygulama yapılmakta, fakat bu iki üniversitede daha dar alanda, aynı puan türü içinde geçişlere izin verilmektedir. Türkiye’deki mevcut yüksek öğretime giriş sistemine bütünüyle aykırı bu uygulama, fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır. Diğer bütün üniversitelerde öğrencilerin, aynı puan türü içinde kaydolduğu bir fakültedeki bir programdan bir başka fakültenin programına geçiş yapabilmesi için ertesi yıl tekrar sınava girmesi ve puanının önemli bir şekilde eksiltilmesi söz konusudur.”

Haber böyle… YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği mantığı, eksik bulsak da onaylıyoruz. Ancak ve peki, “Çift Anadal” ne kadar adaletli ve fırsat eşitliğine uygun?

Bu konuyu Vistilef’ten Prof. Dr. Veysel Batmaz birkaç kez İstanbul Üniversitesi Senatosu’ne sundu ancak bir sonuç alamadı.

“Çift Anadal” programının amacı kendi bölümlerinde lisans programlarını başarı ile sürdüren öğrencilerin aynı zamanda ikinci dalda lisans diploması almak üzere öğrenim görmelerini sağlamaktır.”

Hal böyleyse, peki, YÖK’ün Sabancı Üniversitesi için geliştirdiği argüman, “çift ana dal” için geliştirilemez mi? Hatta, işi daha da genişletelim, “yatay ve dikey geçişler” de aynı mantıkla adaletsiz bulunamaz mı? Öyle ya, ÖSS’de kazanılan eğitim programını değiştiren her uygulama, Sabancı Üniversitesi’ne karşı geliştirilen mantıkla eleştirilebilir ve adaletsiz bulunabilir…

Biz şimdilik sadece soruyoruz ve dikkat çekerek ikazda bulunuyoruz…

Bir de önerimiz var; kurulacaklar da dahil, artık her üniversiteye ayrı kanun, amaç ve teşkilatlanma biçimi getirmenin zamanı gelmiştir; üniversiteler çerçeve yasa ile idare edilebilir olmaktan çıkmıştır.

Öyleyse, (DEVLET ve VAKIF veya daha sonra kurulabilecek olan kâr amaçlı ÖZEL) HER ÜNİVESİTE’YE AYRI KANUNLA KENDİ GEÇMİŞİ ve İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA DEĞİŞİK NİTELİK VERİLMELİDİR.
[Bu arada önemle belirtelim ki, öğrenim birliği, ilköğretim ve liselerde, değiştirilemez ve vazgeçilmezdir.]

YÖK'ün Sabancı Üniversitesi'ne karşı geliştirdiği mantığı, YÖK sisteminin, ÖSS'nin yerleştirmesini değiştiren her uygulamasının da yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebilme konumuna bizi getirir ki, buradan da şunu iddia edebiliriz: "tek tip" üniversite anlayışının iflası demek olduğu sonucuna varabiliriz. Bu da bizi: "Her konuda ve başta yüksek öğrenim olmak üzere, “çerçeve kanun” ve “torba” sistemlerle Türkiye kendi önünü tıkamaktadır…" yargısına götürür.

Gerekirse ve istenirse, Vistilef, İstanbul Üniversitesi Senatosu’na ve YÖK’e bu konuda ayrıntılı rapor sunabilir…