Add to Flipboard Magazine.

21 Temmuz 2013

ZORUNLU AÇIKLAMA II

Son günlerde (17-20 Temmuz 2013) bir takım kendini “medya” zanneden, on beş yıldır benim kitaplarımda MEME olarak adlandırdığım, askeri vesayetçi medyanın AKP vesayeti uzantıları (amiyane MEME'ci tabirle, "candaş" ve "yandaş") TV kanalları ve gazetelerde ve hâttâ BAĞZI Internet sitelerinde adım, Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal ERZEN ile birlikte anılmaya başlandı.

2013 Haziran ayında yapılan final sınavlarında, “Taksim’e Gidenlere 20 Puan Fazla Vereceğim” başlığı ile özetlenebilecek, öğrencilerin canlı ve  bir toplumsal iletişim laboratuvarında (Taksim Gezisi’nde) bulunmalarını değerlendiren ve çeşitli adaletsizlikleri önleyen sivil akademik sorumluluk girişimime ilişkin, bir profesörün kime nasıl ve neden not vereceği ve ne soracağının tam anlamıyla akademik özgürlük kapsamında olması nedeniyle, nota tek muhatap öğrenciden başka hiç kimseye açıklama yapmaya niyetim yok. Bu konuda yapılması gereken açıklamayı zaten yaptım, ayrıca Rektör Prof. Dr. Yunus SÖYLET’e iki özel mektup yazdım: http://www.vistilefblog.blogspot.com/2013/06/zorunlu-aciklama.html Yazdığım her iki özel mektuba da “istediği kişilerle paylaşabileceği” notumu düştüm; aynı hakkım saklıdır.

Ancak görülüyor ki, DeGaulle’ü diktatör sanan, “soruşturmanın gizliliği” hükmünü bile bilmeyecek kadar cahil olan ve “yuh artık”, “eyvallah” gibi kahvehane ağzı hitabetten başka sözcük bilmeyen ve kullandığı frekansın KAMU MALI olduğundan bihaber bazı medya çocukları, adımı da Meltem Ünal ERZEN ile birlikte anma talihsizliğine uğratarak, saygıdeğer ve adaletli bir rektörü güya zor durumda bırakıyorlar: Tklyz: http://www.youtube.com/watch?v=gXcciZyDd48&feature=youtu.be

Adli ve idari soruşturmalar özellikle başlangıç itibariyle gizli yürütülür. Kamusal mal (frekans ve telekomünikasyon altyapısı) kullanan bir medya kuruluşunda yer alan medya çocuklarının Savcı ve Yargıç edalarıyla cahilliklerinin iftiraya dönüşmüş tıslamalarının sonucunda “soruşturmanın” aleni hale getirilmesi suçtur. [Bkz: Soruşturmanın Gizliliği: "Soruşturmanın her safhasında “gizlilik” esastır. Yönetmelikte, gizlilik ilkesine istisna getirilmemiştir. Buna uymayanlar hakkında idari işlemlerle birlikte, duruma göre bu Yönetmeliğin veya “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği"nin hükümleri uygulanır (m.38)" http://hukuk.omu.edu.tr/UserFiles/srehber.pdf (III BÖLÜM, 2. Madde)]

Bu çerçeve içinde Taksim Gezisi olaylarını mesleğim açısından tam anlamıyla (akademik, toplumsal ve bilimsel) destekleyen bir öğretim üyesi olarak, dinsel duyarlıkla alay eden bir yaklaşımın sahibi bir “meslektaş”  (Meltem Ünal ERZEN) ile aynı anda anılmayı kabul etmiyorum ve kendisinin tüm hareket tarzına hiç bir sempatimin ve desteğimin bulunmadığını tüm öğrencilere açıklıyorum. Kendisini dinsel alaysılığından dolayı kınıyorum.


Ancak benimle aynı anda medya çukurunda anılmasını sağlayan ve takipçilerine gönderdiği tweet’te yer alan ifadelerin, dinsel duyarlığa her ne kadar alaysı bir yaklaşım içerse de, hakaret içermediği ve ifade özgürlüğü kapsamında Anayasal korunma altında olduğunu ilan ediyorum.

Yukarıdaki açıklamamı sadece öğrenci kamusuna duyuruyorum.

Bu vesile ile öğrencilere kaynak olarak ders notu şeklinde sunduğum yazılarımın linklerini de bir kez daha paylaşıyorum:
http://www.adilmedya.com/taksim-gezisi-isyani-h37097.haber 05.06.2013
http://www.adilmedya.com/taksim-gezisi-isyani-nasil-sonlanmali-h37176.haber 10.06.2013
http://www.adilmedya.com/saskinlarin-komplosu-h37575.haber 01.07.2013

Prof. Dr. Veysel BATMAZ



Hiç yorum yok: