Add to Flipboard Magazine.

16 Ağustos 2005

17 AĞUSTOS'UNUZ ELEMLİ OLSUN !


BURASI NERESİ?

Bir kaç saat sonra bir 17 Ağustos daha yaşanacak; medyanın, iletişim fükültelerinin pespayeliği ile pespayeleşmiş “ah vah” edebiyatı, “hazırlanmadılar, her şey eksik” diyerek kestirmeden atıp tutmaları; belediyenin “hazırladık” palavraları ve devletin tipik vurdumduymazlığı ile, bir 17 Ağustos günü daha yaşayacağız. Oysa, Türkiye o ünlü 17 Ağustos’a kadar nice 17 Ağustoslar yaşamıştı; Erzincan’da, Van’da, Varto’da, Gediz’de ama oraları İstanbul değildi. Gürültüsü bu kadar büyük olmadı; vayvelası arşı âlada akis bulmadı...

Evet, burası da İstanbul Üniversitesi değil. Burası, kavruk İletişim Fakültesi...
Yöneticilik basiretsizliği ile iyice kavruklaştırılan bir Okul; hızla meslek yüksek okulu mertebesine ulaşmaya çabalayan bir okul. Peki, bu Okul 17 Ağustoslara hazır mı? Değil. Prof. Dr. Tankut Centel Vekil Rektör iken bir grup arkadaş tarafından, “deprem için tedbir alınsın” konulu dilekçemiz sanki İktisat Ek Bina için verilmiş gibi, orası Estrogon Kalesine dönüştürüldü; bizimle alay edercesine, hızla ve beceriklilikle, sanki, “deprem olsan vız gelir” misali... Burası İstanbul Üniversitesi olsaydı İktisat Fakültesi gibi olurdu... Ama belli ki değil. Okulun açılmasını mı bekliyorlar? Bizim yöneticiler nerede? Yönetim Kurulu, bu işler içindir, hani gündem maddesi? Nerede o astığı kestik; asamadığına estik yöneticiler? Kendilerine yönetici sıfatı bulabilecekler mi, bir 17 Ağustos yaşarsa ve yerle yeksan olan müfredatının yanısıra binası da çöküverirse, bu okulun?

Bu okulu kurtaracak çalışanları nerede?
Mesih mi bekliyorlar?
Devletten boşuna maaş mı cukalıyorlar?

17 Ağustos’unuz elemli olsun !


Prof. Dr. Veysel Batmaz

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Bina çürük ama içindekiler çok daha çürük. Bina çökse ne olacak, binanın içindekiler çökmedikten sonra.
Kara Murat

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
RoyalPlato dedi ki...

Bir bilimadamına cahil sadece bir başka bilim adamı tarafından denilebilir; Mahkeme, Danıştay ve Yargıtay kararlarına göre: Bkz: "Batmaz vs AA1 Davası"

Bu nedenle anonim olarak gönderilen bu tür iletiler silinecektir...

Bir bilimadamının ismini içeriyorsa, bu konuda kanıt da eklenmelidir...

Editör, Veysel Batmaz

Adsız dedi ki...

BU ALINTI VEYSEL BATMAZ TARAFINDAN GÖNDERİLDİ:

Özellikle "Her gördüğünüz profesörü, bilim adamı sanmayın. Yayınlarına çalışmalarına bakın" sözü hem bizim, hem de deprem için geçerli... vb


Prof. Dr. Celal Şengör'den alıntı:

İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör de depremin nerede olacağının bilindiğini ancak tarihinin kesinlikle bilinemeyeceğini ifade etti.

Türkiye’de "deprem tacirlerinin" türediğini söyleyen Şengör, "Her gördüğünüz profesörü, bilim adamı sanmayın. Yayınlarına çalışmalarına bakın" dedi.

Olası İstanbul depreminden Gölcük’ün nasıl etkileneceği sorusuna da Şengör, şunları kaydetti:

"İstanbul depremi için çeşitli spekülasyonlar var. Ama bu bölgede harekete geçmesi ihtimali olan 150 kilometrelik fay vardır. Bu fayın yırtılması halinde maksimum 7.6’lık bir deprem ortaya çıkacaktır.

Bu da demektir ki siz de bir deprem felaketi yaşabilirsiniz. Hatta Yalova daha çok etkilenecektir." Söyleşinin ardından, depremde ölenlerin anısına tasavvuf musikisi konseri verildi ve sema gösterisi yapıldı.



17 Ağustos 2005 - 01:13

Adsız dedi ki...

veysel batmaz hoca,
siz ve bir kaç arkadaş açık kimlikle yazıyorsunuz, tuzunuz kuru galiba.. Biz nasıl yazalım bildiklerimizi, dekan anında kabadayılık yapacak, küfredecek, hukuksuzlukl yapacak...siz bizimyorumlarımızı silmeyin, biz de kanıtlayalım her şeyi.. Bu fakültede dürüst sadece siz ve sizin gibi açık kimlikle yazan bir kaç arkadaş yok sayın senatör... napalım ki bu yönetim kurulu bu hukuksuz dekanı yarattı..