Add to Flipboard Magazine.

14 Kasım 2005

BÖLÜMLERE "İTA AMİRLİĞİ ve TÜZEL KİŞİLİK" YETKİLERİ VERİLMELİDİR !

Tıp gibiler hariç, üniversitelere öğrenciler bölümlere alınıyorsa, İTA AMİRLİĞİ ve TÜZEL KİŞİLİK yetkileri de BÖLÜMLERİN olsun... Aşağıda okuyacaklarınız bu önerimizle çok yakından ilişkili; sadece bu yakın ilişkiyi kurmak size kalmış...


Teziç'ten Arınç'a yanıt: 'Adres YÖK değil AİHM'

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, TBMM Başkanı'nın 'YÖK başörtü modeli bulsun' önerisine cevap olarak "AİHM bir hukuku gerçeği saptıyorsa, o kararın özünde demokratik bir ilke vardır. Bu konuda bir takım başın örtülmesiyle ilgili izinler yapılışını bize göndermenin bir anlamı yoktur. Arınç'ın göndereceği makam bizim adresimiz değil. Bunu o kararı veren AİHM'ne yöneltmesi gerekir" dedi.

Ankara'daki Bilkent Otel'de YÖK'ün yeniden yapılandırılması konferansında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Teziç, "tasarım uzmanlığımız yok. Kararı veren uluslararası mahkeme. Ulusal mahkemelerin üstünde. Ayrıca AİHM'ne götürmek de iç mekanizmalara güvenilmediğini gösteriyor. Refah Partisi davası bunun tipik örneği" dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç dün yaptığı basın toplantısında YÖK'ün birkaç başörtüsü modeli belirlemesinin ve 'bu şekilde başınızı örtebilirsiniz' demesinin iyi olacağını söylemişti.
AİHM'nin Leyla Şahin davası kararının bağlayıcı olup olmadığı yönündeki tartışmalara da değinen Teziç, "bağlayıcı, buna kuşku yok. Ulusal mahkemelerimizin, Yargıtay'ın kararının teyidi" dedi.
Teziç ayrıca, kararın demokratikliğinden de şüphe duymamak gerektiğini vurgulayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'yapılan kısıtlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmalı' maddesini hatırlattı.
Teziç, "AİHM bir hukuku gerçeği saptıyorsa, o kararın özünde demokratik bir ilke vardır. Bu konuda bir takım başın örtülmesiyle ilgili izinler yapılışını bize göndermenin bir anlamı yoktur. Arınç'ın göndereceği makam bizim adresimiz değil. Bunu o kararı veren AİHM'ne yöneltmesi gerekir" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, mevcut yapıda üniversiteye giriş sınavı sisteminde herkesi memnun edecek köklü bir çözüm getirmenin zor olduğunu belirterek, "Biz kendi koşullarımıza en uygun sınav modelini de oluşturmanın arayışı içinde olmaya devam edeceğiz" dedi. Teziç, konuşmasında, Türkiye'deki eğitim sistemine değinerek, 3-25 yaş grubu arasında 30 milyon 789 bin kişi bulunduğunu, Türkiye'nin bu kadar sayıdaki nüfusunun eğitim sisteminde yer aldığını hatırlattı. Yükseköğretimde açıköğretim dahil 2 milyon 200 bin öğrenci bulunduğunu ifade eden Teziç, Türk yükseköğretim sisteminin son 20 yılda büyük bir atılım içine girdiğini belirtti. Bu kapsamda üniversite sayısının 77'ye yükseldiğini ve tüm Anadolu'ya yayıldığını kaydeden Teziç, Türk eğitim tarihine 24 yıl önce giren YÖK'ün önemli katkıları olduğunu söyledi. Teziç, Türkiye'de "siyasi iradenin zaman zaman yükseköğretime müdahale ettiğini, bunun da genellikle olumsuz sonuçlara yol açtığını" ifade etti. Teziç, "Bu anlamda YÖK siyasi iradenin Türk yükseköğretimine müdahalesini engelleyebilme hukuki imkanlarına sahip bir anayasal kurumdur" dedi. Teziç, üniversite giriş sistemine de değinerek, üniversiteye girişin bugün Türk eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri olduğunu kaydetti. ÖSS sisteminin "günah keçisi" olarak nitelendirildiğini ifade eden Teziç, ÖSS'nin güvenirliliğinden kuşku duyulmayan bir kurum tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Teziç, şöyle konuştu: "Mevcut yapımızda sınav sisteminde herkesi memnun edecek köklü bir çözüm getirmek zor görünüyor. Biz bu çalışmanın bütünlüğü içinde kendi koşullarımıza en uygun sınav sistemi modelini oluşturmanın arayışı içinde olmaya devam edeceğiz."

Hiç yorum yok: