Add to Flipboard Magazine.

02 Ocak 2008

Yeni Yılda YÖK Reformu....

Yök’e, reform olur mu? Yeniden-biçimlendirme anlamında olur. Düzeltme ve işe yarar hale getirme açısından olmaz.

Vistilef’in görüşünü biliyorsunuz. Üniversiteler ancak çeşitlendirilerek ve küçültülerek “adam” edilebilir.

* Tıp fakülteleri ayrı bir üniversite olmalıdırlar. Sağlık ve Çevre Üniversiteleri kurulmalıdır. Tüm tıp fakülteleri de bu üniversite çatısı altında toplanarak, diğer disiplinlerle ilişkilerinin kesilmesi gereklidir–hayvan sağlığı dahil- .

* Bölümlere ita amirliği ve tüzel kişilik tanınmalıdır. Bugün, sağlık bilimleri ve hukuk dışında, ÖSS’den öğrenciler bölümlere girmekte, bölüm diplomaları almaktadırlar. Bu nedenle, bölümler, dekanlıklardan ve rektörlüklerden bağımsızlaştırılmalıdır. Eski ODTÜ yasası bu konuda örnek olabilir.


* Öğrenciler, yönetime etkin olarak katılmalıdır.


* Üniversite adı yanısıra, Akademi, Enstitü, Araştırma Merkezi gibi adlarla da yüksek okul diploması verilebilmelidir. Bir tür, 1750’ye dönüş gerçekleştirilmelidir.

* Üniversite öğretim elemanları, ancak Mahkemelerce yargılanabilmelidir. Akademik personele, İdari soruşturma yok edilmelidir.


* Rektör veya Başkan veya Müdür, sadece fiziki-idari yetkilerle donatılan temsilci, koordinatör ve denetleyici görevine çekilmelidir. Disiplin amirliği yetki ve görevi lağv edilmelidir.


* Dekanların, disiplin amirliği yetki ve görevi lağv edilerek, diğer görev ve yetkileri aynen korunmalıdır: Bugün dekan, 2547 sayılı yasanın 16. maddesine göre, “temsilci,” “koordinatör,” “genel gözetmen-denetmen” ve “kurul kararlarını uygulayan” bir görevlidir, başka yetkisi yoktur. Dekanlar bugünkü halinde bırakılmalıdır.


* Büyük kent üniversiteleri bölünerek işlevsel küçük üniversite, akademi ve enstitüler haline getirilmelidir.


* Bölüm başkanı hariç, yüksek öğrenimde tüm idari makamlar atama yoluyla yapılmalıdır.
Senato’lar yetki bakımından, idari kademelere atama yetkisi de verilerek, güçlendirilmeli ve Rektör’den bağımsızlaştırılmalıdır.


* Rektörü Senato’nun seçmesi düşünülebilir. Senato, her bölümden seçimle iş başına gelen bir Senatör’den oluşmalıdır. İdareciler senatör olmamalıdır. Kendi arasından seçeceği bir başkanı bulunmalıdır. Rektör Senatonun, oy hakkı olmayan, bir üyesi olabilir. İdeali, Rektör'ün Senato tarafından yönetilmesidir. Bu sistemi uygulayan bir çok üniversite vardır: ABD’deki, President-Provost farkı bu tür bir sistemdir.


* Vakıf üniversitelerine de aynı yapı uygulanmalıdır. Kâr amaçlı özel meslek yüksek okulları veya üniversiter kurumlar kurulabilmelidir. Öğrenci okul tercihi yaparken, istediği okulun hangi tür okul olduğunu açık olarak bilebilmelidir. Diğer bütün üniversiter kuruluşlar (devlet ve vakıf) kâr amacı gütmeyen ve öğrencisinden ya para almayan ya da güçlü burs olanakları sağlayan kuruluşlar haline getirilmedilir.

Bu tür bir yeniden yapılanma sağlanmadıkça, YÖK’de bir reform beyhudedir. Rektörün doğrudan seçimle iş başına gelmesi, vs. gibi hiç bir işe yaramayacak palyatif düzenlemeler, düzeltme olmayacaktır.

Hiç yorum yok: